Hiroşima’da öleli oluyor 66 yıl kadar.
6 Ağustos 1945’de Hiroşima’ya 3 gün sonra (9 Ağustos 1945) Nagasaki’ye atılan atom bombasıyla ilk anda yüz binlerce insan yaşamını yitirmiştir. Ortaya çıkan radyasyonun etkileri yıllarca devam etmiş, yüz binlerce insan da daha sonra bu nedenle yaşamını yitirmiştir.
Bugün hala nükleer santraller, nükleer silah yapımında kullanılmak üzere Plütonyum üretim aracı olarak kullanılmaktadır.
Çernobil Nükleer Santralinde yaşanan kazanın ülkemizdeki etkileri hala devam ederken AKP hükümetinin nükleer enerji konusundaki ısrarını Fukuşima’da yaşanan kaza da değiştirememiştir. Bütün dünyanın ders çıkardığı bu acı tecrübenin etkileri bölgede hala devam etmektedir. 11 Mart 2011 günü bütün dünyayı tehdit edecek kadar radyoaktivitenin çevreye yayıldığı Fukuşima Daiçi nükleer santralinde hala reaktör kontrol altına alınabilmiş değildir.
Emperyalizm ve kapitalist dünya düzeninin doğa üzerindeki baskısı her geçen gün artmaktadır. Doğayı, bitmek tükenmek bilmeyen bir kaynak olarak gören bu anlayış; kar hırsıyla termik, hidroelektrik ve nükleer santrallerle yaşam alanlarımızı her geçen gün daraltmaktadır. Milyarlarca yılda kurulan ekolojik denge daha fazla kar uğruna kısa sürede acımasızca yok edilmektedir.
Akkuyu’da yapılmak istenen nükleer santral başta çevre ve insan sağlığı olmak üzere bölge tarımına geri dönüşü imkansız zararlar verecektir. Santralin kurulacağı Doğu Akdeniz Havzası milyonlarca insanın gıda ihtiyacını karşılayabilecek büyük bir tarımsal potansiyele sahiptir. Diğer taraftan 1 Milyardan fazla insan kronik açlık sorunuyla karşı karşıyadır veya temiz içme suyuna ulaşamamaktadır. Kalkınma için enerji masalıyla son 90 günde Somali’de 29 bin çocuğun açlıktan öldüğü gerçeğini gizlemek mümkün değildir.
Çernobil ve Fukuşima benzeri acı tecrübelerin bir kere daha yaşanmaması için Akkuyu’da ve Türkiye’deki nükleer santral projelerinden derhal vazgeçilmelidir. Dünyada inşaat ve faaliyet halindeki bütün nükleer santraller çok geç olmadan durdurulmalıdır.
Barış ve kardeşliğin hakim olduğu, yaşanabilir bir dünya istiyoruz.
Yaşam alanlarımızın yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Direne direne kazanacağız.
Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler...