ETİK, TETİK...
CHP'de sular hiç durulmaz.
Özellikle Mersinimiz için bu kural haline gelmiştir.
Siyaset kazanları fokur fokur kaynatılır, kazanın altı habire harlanır.
Bir yönüyle bizim MGC'ye de çok benzetirim.
Kazanın başına bekçi bile koymazlar.
Çıkmaya çalışanın ayağını kazanın içindekiler çeker, yeniden indirirler kaynar kazanın dibine.
İl Başkanlığı seçimi yaklaştı ya.
"Ayak oyunları" sahneleniyor.
Seçimi kazanan Bay Başkan haliyle "doğal lider" rolünde.
Oyun kurulmuş hemen;
İlçe Başkanları toplandı; "mutlu aile" resmi verildi.
Aile önemli elbette.
"Mutlu Aile" daha önemli.
"Ailenin mutlu edilmesi" çok daha önemli.
Mealen yorumu şu;
Bir; "Parti benden sorulur."
İki; "Kimse araya kaynak yapıp aday maday olmaya kalkmasın."
Üç; "Aday olanın aklına şaşarım."
Her hangi bir partili düşünelim;
Gözünü karartmış, "benim neyim eksik" deyip gözüne il başkanlığı koltuğunu kestirmiş.
Kestirmiş, kestirmesine de;
Karşısına çıkarılacak resmi düşünememiş.
Şöyle, en iyisinden on üç ilçe başkanı halay çekecekmiş gibi poz vermişler gülümsemedeler.
Niyetleri belli ki araya kimseyi sokmayacaklar.
Hadi sıkıysa "aday" ol.
"Parti içi yarış" deyip "demokratik" bir mücadele bekle.
Su başından bulanmış kardeşim.
Ne demokrasisi?.
Ne yarışı?.
İlçe Başkanları bay başkanın öncülüğünde safları sıkılaştırmışlar bile.
"Delege ağalığı" dediğimiz bu işte.
Hem de Gazi Mustafa Kemal'in partisinde.
Eski aklı erenlerden biri çıkmış saf saf soruyor;
"Etik mi?.
Allah bilir bir de cevap bekliyordur.
Etik-Tetik farketmez artık kardeşim.
Siyasetin bazı gerçekleri vardır.
Hayrıma, yazayım da bilmeyenlerin ufku açılsın, şahsıma da dua etsin.
"Siyaset emlakçılık gibidir.
Sadece konum, konum ve yine konumla ilgilidir.
Merkeze ne kadar yakınsanız, değeriniz o kadar yüksektir."
Bu veciz lafı ben uydurmadım.
Mucidi (House of cards) kitabının yazarı Michael Dobbs.
CHP'nin içinde bulunduğu bu günkü durum aynen budur.
Bilgi benden, okumak meraklısından.
Hadi kolay gelsin.
**
Sevdiğim Laflar:
"AĞAÇ, KURDUNU İÇİNDE BESLER."