Aşut konuyla ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu.
Mersin-Adana Bölgesinde 2011 yılında istihdam edilenlerin sayısı önceki yıla göre 68 bin kişi artarak 1 milyon 241 bin kişiye ulaşmıştır. İstihdamdaki artışı hizmet sektörünün desteklediği görülmektedir. Hizmetlerdeki artışa sanayideki istihdamda eklendiğinde tarım dışındaki istihdamdaki artışın etkilediğini söyleyebiliriz. Söz konusu dönemde, istihdam edilenlerin;
%30’u tarım, %50’si hizmetler, %20’si sanayi sektöründe yer almaktadır.
Adana, Mersin bölgesi, istatistiksel amaçlı bölge sınıflamasında 26 adet bölge içerisinde yer alan,
2009 yılında %22’lik işsizlik oranı ile 1. sırada yer alırken,
2010 yılında söz konusu oran %16,7 seviyesine inmiş ve 2.sıraya gerilemiştir.
2011 yılında ise önceki yıla kıyasla işsizlik oranı 6 puan azalarak %10,7 seviyesine ve bölge sıralaması içerisinde 8. sıraya gerilemiştir. Yani, Mersin-Adana BÖLGESİ, 2008 küresel ekonomik krizinin etkisiyle başlayan yüksek işsizliğini 2 yılda Türkiye rekoru olan %22’den, bugün %10,7’ye indirmiştir. Bölgemizde ve Mersin özelindeki işsizliğin böylesi kısa bir sürede bu kadar hızlı azalması önemli bir başarıdır. Sanayide, üretimde marka olmuş, teşviklerle büyümüş birçok bölge işsizlikte Mersin’in üstündedir. Aldığı yoğun göçe, hızlı artan nüfusuna, ekonomik ve siyasi kriz yaşayan bölgelere en yakın illerden biri olmasına rağmen Mersin yatırım çekmiş, üretmiş, yeni pazarlar bulmuş ve insanına iş vermiştir. Mersin ve Adana illerini kapsadığı için rakam yüksek. Mersin özelinde bakıldığında, 2011’in istihdam şampiyonu olan Mersin’in işsizliği Türkiye ortalaması olan 9,8’in altındadır. Ekonomideki büyümenin doğal sonucu olarak işsizlik oranları gerek tarım dışı gerek genç nüfustaki işsizlik oranlarında düşüşler beklenen bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ülkemizin hizmet sektörü dışında, nitelikli işgücü gerektiren sanayi sektörü gibi sektörlere kayması ve istihdam yaratması gerekmektedir. Nitelikli insan gücü anlamında Mersin olarak büyük çaba sarf ettik. Özellikle genç işsizlere odaklandık. TOBB öncülüğünde başlattığımız ve Mersin’in önemli bir pilot il olduğu UMEM- Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri projesini en iyi uygulayan ve İstanbul’dan sonra en çok kurs açan illerin başında geldi. MTSO olarak, Üniversitelerimizle, Milli Eğitimle ve kendi Eğitim Vakıflarımızla -EKAV ve İSGEV gibi- iş garantili meslek edindirme kursları düzenledik. İşi takip ettik. İş dünyası elini taşın altına koydu ve bunun sonuçlarını aldık.
2011yılında Mersin, Türkiye’nin oransal olarak istihdam şampiyonu oldu. 30 bine yakın insanımız işe girdi. Ancak, genel işsizlik oranı Türkiye bazında 9,8 iken, genç işsizliğimiz %21,7’den %18,4 düşse de oldukça yüksektir. Bizce en önemli sorun bu dur. Her yıl çalışma çağına girenlerin sayısı artıyor. Sadece geçen yıldan bu yıla devreden işsiz sayısı 300 bin kişi. Önümüzdeki dönemlerde büyüme hızı beklentimiz düştüğüne göre, düşen büyüme hızı ile artan genç işsizliğe köklü bir çözüm bulmak olası görünmüyor. Burada yapılması gereken şey teşvik sistemini bu anlamda iyi kurgulamak ve iş dünyası ile daha yakın iş birliği yapmaktır. Çin’den sonra en hızlı büyüyen ülkeyiz. Öte yandan, ABD’den sonra en büyük cari açığa sahibiz. Ekonomimizin sürdürülebilir ilerlemelere ihtiyacı var. Bu anlamda, Türkiye üretmeli ve üretime odaklanmalı ve bunu destekleyecek nitelikte insan gücünü yetiştiren bir eğitim modeli uygulamalıdır. Yerli üretime rekabet gücünü arttıracak yönde teşvik verilmelidir. Böylece istihdam sanayi sektörü gibi daha sağlıklı alanlara kayacak yeni yatırımlarla yeni istihdam alanları yaratılacaktır. Yerli üretimin desteklenmesinin istihdama sağlayacağı katkı beraberinde ithalatta azalmayı getirecek ve cari açığın azalmasında çözüm olacaktır.
