HABER ARŞİVİ    |    GÜNCEL    |    ÖZEL HABER    |    SİYASET    |    KÜLTÜR SANAT    |    EKONOMİ    |    FOTOHABER    |    SPOR
 
 
Tuncelili Kemal Bey’i Arıyorum !..


5 Kasım 2014 Çarşamba 09:28

Epey zamandır CHP hakkında yazmamıştım. Uzun süredir parti üyesi ve bir dönemde de Yenişehir delegesi olmamın sorumluluğu ile partimi izlemediğimi sanmadığınızı biliyorum.

 

Sabırla bekledim doğrusu, ta ki Antalya toplantısı sonrası yeni çizgileri belli olur ve Sayın Genel Başkan’ın ağzından bizler de partimizin yeni yönelimini öğreniriz diyerek.  Belli ki, beklentilerimiz gelecek bahara kalmıştır.

Şimdi sizlerle paylaşacağım söylemler, benim, konuşan değerli milletvekillerinin ağzından çıkanlar arasında cımbızla seçtiğim tümceler değildir.  Birlikte izleyelim;

“CHP milletvekiliyim ama CHP’li değilim.” (Atatürk’e kefere diyebilmiş Mehmet Bekâroğlu’nun bir vecizesi !).

“PKK bölgesel aktördür ve Şam’dan Bakü’ye kadar stratejik derinliği vardır” (Sezgin Tanrıkulu).

“Kürtler Türkler’den kanlı bir şekilde ayrılacaklardır.” (Hüseyin Aygün).

“Atatürk’ün bekçisi miyim?” (Sena Kaleli).

“CHP, milliyetçi ve ulusalcı olmamalıdır!” (Binnaz Toprak).

“Tüm milliyetçi ve ulusalcıları bu partiden temizleyeceğiz!” (Erdoğan Toprak).

“Türk Milleti demesek olmaz mı?” (Rıza Türmen ve Atilla Kart).

“Tunceli ismi Dersim olarak değiştirilmelidir!” (Kamer Genç, Hüseyin Aygün, Sezgin Tanrıkulu).

“Tınceli’nin Dersim olarak anılmasını ben de isterim.” (Kemal Kılıçdaroğlu).

Sosyal demokrat kimlikli partilerin ‘biat’ kültürüne tutsak olmadığını biliyorum ve bu kıstasa sonsuz saygı duyuyorum.  Doğaldır ki, bazı partililerin ve milletvekillerinim kişisel talepleri ve düşünceleri olabilir, üstelik olmalıdır da.  Ancak bu söylemlerin partinin ana programını dışlamış ve akla gelenin ilerisi düşünülmeden söylenmiş demeçler olmaması gerektiği hepimiz unutmamalıyız.  CHP Milletvekilleri ise bu temel kuralı asla çiğnememelidir!

Partilerin dünyanın ve bölgenin yeni gelişmeleri konusunda ilgisiz kalması ve yeni politikalar üretmemesi tabii ki söz konusu olamaz.  CHP de, yeni gelişmeler karşısında kendince tavır almalı ve tüm üyelerinin ve de seçmenlerinin benimseyeceği yeni stratejileri üretmelidir.

Ancak bu yeni yol ve yöntem çizilirken, partinin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olarak kabul ettiği ana kıstasları unutmaması ve yeni stratejinin yorumu sırasında en azından ‘Altı Ok’ ile simgeleşmiş kırmızıçizgilerini göz ardı etmemesi beklenirdi.  Gelinen nokta, partinin özellikle korumak ve geliştirmekle sorumlu olduğu temel kıstasları yok sayabileceği konumuna işaret etmektedir.

Sayın Genel Başkan, haftalık ve hatta günlük söylemleri ile Sayın Tayyip Erdoğan’a laf yetiştirmekle kendisini sınırlamış konumdadır.  Gönül ister ki, gerek haftalık konuşmaların ve gerekse ayaküstü olsa bile sıradan demeçlerin ana noktaları partinin ana çizgileri ve korumakla mükellef oldukları cumhuriyetin değişmez ilkeleri olmalı idi.

Sizce öyle midir?!

Bir üye ve seçmen olarak, haftalık toplantıların sadece parti liderinin tekeline bırakılmış olmasını da içime sindiremiyorum.  Acaba neden partiye gönül vermiş ve fikir üreten partililer bu program içeriğinde konuşturulmazlar, anlayabilmiş değilim!

Örneğin; CHP Genel Başkanı başta olmak üzere partinin ağır toplarının ülkemizde yok sayılmaya başlayan ‘laisizm’ konusunda neden bir yorum yapmadıklarını ve neden laik olmanın demokrasinin olmazsa olmazı olmadığına değinmediklerini anlayabilmiş değilim!

Veya yeni katılan değerli ekonomist genç kadının, ‘kapitalizme uyumlu davranmak’ söylemi ile partinin oklarından bir tanesi olan ‘devletçilik’ ilkesini yok saymakta olmasını mı kast ettiğini anlayamamış durumdayım!

Dokuz on yaşlarındaki kızlarımızın tesettüre sokulmasının ve bu davranışlarının ‘kendi özgür iradeleri’ sonucu olduğu yalanına karşı, gerek Sayın Kılıçdaroğlu’nun, gerekse partinin ağır toplarının ve özellikle bir psikiyatri hocası olan Mehmet Bekâroğlu’nun sessiz kalmalarını da içime sindirebilmiş değilim.  Kaldı ki, dini inançları ağır basan Sayın Bekâroğlu, bir ruh bilimci olarak bu zorlamanın yanlışlığına dikkati çekebilsin isterdim!

Dış politika yanlışlarına girersem, benim köşem yetmediği gibi gazetenin tüm sayfasını işgal etmiş olacağımdan burada durmak zorundayım.

Ama gene de CHP Lideri’nin ağzından ülkemizin üniter devlet olmasının önemini duymak isterim.  Demokratik eğilimlere saygılı ve cumhuriyet ilkelerinden asla taviz vermeyen; ana dillere saygılı olmakla birlikte Türkçe’nin aksi düşünülemez resmi ve ortak dil olmasının gerekliliğini vurgulamasını beklerim.  Etnik kimliklere saygı duymakla birlikte Türk olmak niteliğinin üst kimlik olarak korunması ve kabul edilmesi zorunluluğunu kulaklarımla duymak özlemindeyim.

Bunları da;  ‘Tuncelili Kemal Bey’, yaklaşan genel seçimler öncesi tüm CHP seçmenine kesin parti çizgileri olarak anlatmalı ve tarafsız seçmenleri de böylece ikna etmelidir!..

                                                                                                      Erdal Akalın (04.11.2014)





 
  HABER ARA
 
 
  
  FLAŞ HABER
  EN ÇOK OKUNAN
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
  SOSYAL MEDYA

 




 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GÜNCEL HABERLER SİYASET HABERLERİ SPOR HABERLERİ GİZLİLİK İLKELERİ

 

fotohaber.net | İnternet Gazetesi | Resmi Web Sitesi | Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
fotohaber.net © Copyright 2005-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA