HABER ARŞİVİ    |    GÜNCEL    |    ÖZEL HABER    |    SİYASET    |    KÜLTÜR SANAT    |    EKONOMİ    |    FOTOHABER    |    SPOR
 
 
Pencerenin Önü ve Arkası !..


26 Kasım 2014 Çarşamba 10:26

Sadık okurum olan bir arkadaşım eleştirdi beni; “AKP İktidarı’nı sıklıkla eleştiriyorsun. Olumlu işlerini yazmıyorsun!”, diyerek

 

İtiraf edeyim “Haklısın” dedim.  Ama eklemek zorunda kaldım; “İktidara talip olanların görevi halkı ve ülkesi için olumlu çözümler üretmektir.  Medya taifesinin görevi de iktidarın olumsuz işlerini açıklamaktır ki, bu da onları uyarmak içindir.”  Ve dayanamayıp devamla; “AKP İktidarı’nı pohpohlamak üzere kaleme sarılmış nice köşe yazarı ile beni kıyaslama lütfen.  Kaldı ki, Gunther Grass’ın söylediği gibi; ‘Politika güç iştir; ona kendiliğinden atılan kimsenin şikâyet etmek hakkı da yoktur!’, diye düşünüyorum”.

Ama gene de bu okurumu da tatmin etmek üzere klavye başına geçtim bugün.  Pencerenin ön yüzünden bakınca gördüğüm şey, AKP İktidarı’nın olumlu yaptığı bir iş olan sosyal yardımları artırmak kalemidir.

Sosyal yardımlar geçen on bir yılda on beş misli artmıştır.  Sosyal yardımlardan yararlanan kişi sayısı, resmi verilere göre 3.096.459 vatandaşımızdır.  Bu tabii ki iyidir.

Sosyal yardımların miktarı, 2002 yılında milli gelirin % 0.5’i iken, 2013 yılında milli gelirin % 1.35’i düzeyine yükselmiştir.  Tabii ki olumludur.

Bu sosyal yardımları milli gelire oranlayarak değil, somut rakamlar olarak sıralamak gerekirse; 2002 yılında 1 milyar 376 milyon TL, 2013 yılında ise 20 milyar TL olarak karşımıza çıkmaktadır.  2014 yılı sosyal yardımlarının miktarının 30 milyar TL düzeyinde olacağı da öngörülmüştür.

Sosyal yardımların milli gelir içindeki payı yükselmiş olmakla birlikte, halen AB ülkelerinin sosyal yardım payı ortalaması olan % 2.5 rakamına da ulaşamamıştır.

Sosyal yardımlar arasında dağıtılan kömürler de yer almaktadır.  Bu kömürlerin kükürt oranının yüksekliğini saptayan bir değerli akademisyenimizin raporunu yayınlamıştım birkaç yıl önce.  O dönem de Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma Vakfı Genel Müdürü olan bir değerli bürokratımız ile de telefon sohbeti yaparak birbirimizi ikna etmeye çabalamıştık.  Tahmin edeceğiniz gibi de ortak noktaya da gelememiştik.

İşte bugünün yazısının başlığı olan pencerenin ön yüzü budur.

Şimdi gelelim bir de pencerenin arka yüzüne bakalım!

Pencerenin arka tarafında karşımıza çıkan en önemli saptama, gene resmi rakamlarla karşımıza çıkan ölümlü iş kazaları konusudur.  2002 yılından bu yana ülkemizde başımıza gelen iş kazalarında 13 510 vatandaşımız yaşamını yitirmiştir.  Yani her yıl ortalama 1126 ve günde 3 insanımızı iş kazalarında kaybetmekteyiz.  Bunun tek nedeni, hükümetin ve ilgili bakanlığın İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği yönünden sınıfta kalmış olmasıdır.  Soma, Ermenek ve asansör kazaları bunun son somut örnekleridir.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konularında yeterince ilgi duymayan iktidarımız, emekçilerin geçim derdine de çözüm bulmakta tembel davranmaktadır.  Halen asgari ücret aylık net 891 TL mertebesindedir.  Yani açlık sınırı sayılan 1205 TL’nin ve yoksulluk sınırı kabul edilen 3 926 TL’nin çok altındadır.  Bu konuya ilişkin bir olumlu çalışma da söz konusu bile değildir.

AKP İktidarı’nın penceresinin arka yüzünde bir başka can sıkıcı sorun işsizlik ve istihdam yaratamama problemidir.  Ülke ortalaması olarak işsizlik oranı % 10.1 civarındadır. Bu sayı içerisinde kadın işsizliği daha ağır basmaktadır ki, zaten Sayın Cumhurbaşkanı’nın kadın ve erkek eşitliği konusundaki şahsi fikirleri ile koşut gitmektedir.

İşsizlik sorununda en önemli nokta genç işsizliğinin çok yüksek oluşudur.  15-24 yaş arasında işsizlik oranı % 18.9’dur.   Genç erkeklerin işsizlik oranı % 17.1 ve aynı yaş grubunda kadınların işsizlik oranı ise % 22.4 civarındadır. 

Beyaz yakalıların işsizliği ise dillere destan hale gelmiştir.  Yani artık okumuş olmak bile iş sahibi olabilmek için yeterli değildir.  Hatta tersine etkisi görülmektedir.

Özetle dersek ki; AKP İktidarı sermayeyi kollayarak milyoner ve milyarder sayılarını uçururken, ülkenin emekleri ile yaşama tutunmaya çalışan en büyük kesimini unutmuş görünmektedir.  Herhalde gerek beyinleri ve gerekse bedenleri ile emek vererek yaşamaya çalışanları da ‘Sizlerin fıtratında yoksulluk vardır’ diyerek içine sindirmiş durumdadır.

Neyse ki, üç kuruşluk sosyal yardımları yaratabilmişlerdir.  Sağ olsunlar !..

Kıssadan hisse: “Hayat bir tiyatro gibidir; en kötü insanlar en iyi yerde otururlar!” (Aristophanes).

                                                                                                  Erdal Akalın (25.11.2014)

 





 
  HABER ARA
 
 
  
  FLAŞ HABER
  EN ÇOK OKUNAN
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
  SOSYAL MEDYA

 




 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GÜNCEL HABERLER SİYASET HABERLERİ SPOR HABERLERİ GİZLİLİK İLKELERİ

 

fotohaber.net | İnternet Gazetesi | Resmi Web Sitesi | Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
fotohaber.net © Copyright 2005-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA