Mersin Barosu Başkanlığı’nın 91. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında Baro yönetimi basınla buluştu. Baro Gökdelen Hizmet Birimi’nde düzenlenen basın toplantısına; Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, Başkan Yardımcısı Sami Dündar, Sayman İlkay Şahin ile üyeler Ali Çağman, Bilgin Yeşilboğaz ve Gazi Özdemir katıldılar.
Toplantıda bir konuşma yapan Başkan Antmen, kuruluşunun 91’inci yılını kutlayan Mersin Barosu’nun kurulduğu günden bu yana şanlı ve onurlu bir geçmişe sahip olduğunu söyledi. “Bunu da hukukun üstünlüğü ilkesine ve halkın avukatlığı mücadelesinde tarifsiz olarak verdiğimiz çabalarla sürdürüyoruz” diyen Alpay Antmen, “Baro olarak öncelikle meslektaşlarımız için varız ama Türkiye'de hukukun üstünlüğü ilkesinin yerleşmesi, insan haklarının sağlanması ve halkımızın hak mücadelesinde yalnız yürümemesi için de çalışıyoruz” dedi.
KUTLAMALAR İPTAL EDİLDİ
Antmen, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesi nedeniyle kuruluş yıldönümü kutlama etkinliklerini iptal ettiklerini söyleyerek, “Keder ve yastayız, kuruluş yıldönümümüzü Tahir Elçi’ye adıyorum” dedi.
Aslında bu haftayı bir şölen havasında kutlamak istediklerini ve düzenlenecek etkinliklerle halka hizmetlerini anlatmayı hedeflediklerini söyleyen Başkan Antmen, ancak Elçi’nin öldürülmesi ile can evlerinden vurulduklarını kaydederek. “Cumartesi günü can evimizden vurulduk. Bir baro başkanı sokak ortasında, ister ‘çatışma ortasında kaldı, hayatını kaybetti’ deyin, ister ‘insafsızca infaz edildi, katledildi’ deyin, acımız büyük. Mersin Barosu'nun kuruluşu yıldönümünü Tahir Elçi'ye adamak istiyorum. Tahir Elçi’yi, sadece bir tartışma programında topluma bir mesaj vermeye çalışırken kullandığı bir cümleyi cımbızlayarak tanıyamazsınız. Tahir Elçi, hayatını insan hakları mücadelesine vermiş, bütün söylemleri barış ve kardeşlik olan, asla silahlı mücadeleye onay vermeyen, terörün her türlüsüne karşı, insan hayatını her şeyden üstün tutan gerçek bir demokrat insandı. Ve konuşmasından sonra bazı kesimlerce siyaseten linç edildi. Normaldir, siyasi olarak her şey olabilir, her tür fikri eleştirebilirsiniz, fakat bu siyaseten linç hayatına son vermeye kadar, bunun çığırtkanlığını yapmaya varana kadar devam etti. Tarih, bu günleri Türk demokrasi tarihinde kara bir leke olarak yazacaktır. Türkiye’de, aydınlatılmayan her faili meçhul cinayet maalesef bir sonrakini doğurmakta” diye konuştu.
Öte yandan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasına da tepki gösteren Alpay Antmen, “Basına gözdağını bırakın” diyerek, bu kararın tüm ülkeye gözdağı anlamına geldiğini ancak buna izin vermeyeceklerini ifade etti.
“ALNIMIZA KARA BİR LEKE OLARAK YAZILDI”
Son bir yılda ülkede yaşananların baş döndürücü olduğunu da dile getiren Alpay Antmen, Suruç ve Ankara katliamları ile 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerine de değindi. Antmen, 1 Kasım seçimlerinde yüzde 49,5 oy alan AK Parti’nin, 4 yıl boyunca hukukun üstünlüğü ve eşitlik ilkelerinden ayrılmadan Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan herkesin iktidarı ve hükümeti olmak zorunda olduğunu vurgulayarak, “7 Haziran sonrası koalisyon olur siyasi gerilim azalır, normalleşme süreci başlar, evrensel hukuk normları geçerli olur ve Türkiye'de barış hakim olur derken, 7 Haziran ve 1 Kasım arasında tüm bunların yok edilmesine ilişkin bin senaryo sahnelendi ve belki de başarıya ulaştı. Ankara'da 100'ün üzerinde insanımız sadece barış dedikleri için hayatını kaybetti, bu insanların anısı için yapılan saygı duruşları yuhalandı, ıslıklandı. İnsanlık tarihinde böyle bir şey yok. Bunlar; insanlık tarihine, alnımıza kara bir leke olarak yazıldı” dedi.
“HAKSIZLIĞA KARŞI DİM DİK AYAKTAYIZ”
Türkiye'de arka arkaya gelişen bu olayların her geçen gün umutları sarstığı daha da karamsarlık yarattığını da söyleyen Başkan Antmen, “İşte biz burada Mersin Barosu olarak elimizden geldiğince dik durmaya çalışıyoruz. Nereden gelirse gelsin, kim olursa olsun hukuka aykırı her şeyin karşısında durduk ve durmaya da devam edeceğiz. Cam işçilerinin, üniversiteli gençlerimize hukuk desteği vermeye devam edeceğiz. Kim hak ihlaline uğrarsa uğrasın, siyasi görüşü ne olursa olsun, insan hakları savunucusu olarak hak ihaleline uğrayan herkesin yanında olacağız.
“HALKIN AVUKATLARIYIZ”
Halkın avukatıyız, halkımız için çalışmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda son 1 yılda merkezlerimiz, komisyonlarımız yoğun bir çalışma temposu sergilediler. Kadın Hakları Merkezimiz, şiddet mağduru kadınlara yardım etmek için aralıksız çalıştılar. Adli yardım rakamları hariç, gizli kalması gereken kadın vaka sayısına göre, ilk 11 ayda 145 şiddet mağduru kadına hukuk desteği sağladık. Bunun yanında adli yardım için 825 vatandaşımız Mersin Barosu'na başvurarak ücretsiz avukat istedi. Fakirlik şartı ve haklı olma şartı nazara alınarak, kabul edilen 735 dosyada , 735 avukat arkadaşımız sadece asgari ücret tarifesi üzerinden, devletin kendilerine verdiği ücretle ki bundan vergiler kesiliyor, bu hak ihlallerine uğrayan vatandaşlarımıza yardım etti, etmeye de devam edecek. Ayrıca CMK ceza davalarıyla ilgili 11 ayda 16 bin 250 dosyadan avukat talebi oldu, 20 bin 500 civarında avukat arkadaşımız, yine asgari ücret kadar bile olmayan ve angarya tabir edilebilecek ücretlerle hukuk ve savunma hakkı açısından görev aldılar. 95 uzlaşma vakasında da Mersin Barosu avukatları, uzlaştırıcı avukat olarak görev aldılar.
Ayrıca kent içinde önemli çalışmalara imza atıyoruz. Toros Üniversitesi ve Mersin Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği protokolleri imzaladık. Belediye ile imzalanan protokol kapsamında kadın ve çocuk hakları ile ilgili toplumu bilinçlendirmeye yönelik çalışmalara imza atacağız. Mücadelemize ne pahasına olursa olsun devam edeceğiz. Mersin halkı asla yalnız değildir. Mersin Barosu daima yanlarında olacak. Nerede bir hak ihlali varsa biz Mersin Barosu olarak oradayız, olmaya da devam edeceğiz. Bugün biz acı içindeyiz, bugün keder içindeyiz, bugün yastayız.
Her nereden, her kimden gelirse gelsin, baskılara asla boyun eğmeden, evrensel hukuk normlarının ışığında, hukukun üstünlüğü ve insan hakları ilkesinden vazgeçmeden mücadelemize ne pahasına olursa olsun devam edeceğiz” diye konuştu.
“KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR”
Kadın cinayetlerine yönelik de konuşan bulunan Alpay Antmen, “Kadın cinayetleri politiktir” diyerek, erkeklerin eğitilmediği sürece Türkiye'de kadın cinayetlerinin olacağını kaydetti. Öte yandan bu zihniyetin son 13 yıllık siyasi anlayıştan beslendiğini de söyleyen Antmen, şunları söyledi; “Yassı ezanından sonra sokağa çıkana şiddet uygulamaktan bahseden muhtarlar var. Bunları kimsenin söyleme hakkı yok. Kadın kıyafetini karşısındaki için değil kendisi için giyiyor, kendisi için makyaj yapıyor. Türkiye’de öncelikle zihniyetin değişmesi gerekiyor. Kadın cinayetlerini bu şekilde engelleyemeyiz. Siyasiler veya söz de kendini makam sahibi zanneden insan müsvetteleri söylemlerini değiştirmek zorundalar. Değiştirmedikleri müddetçe akan her kanda bunların payı olur”.
“İFLASLAR KAPIDA”
Rusya ile yaşanan uçak krizine de değinen Başkan Antmen, Mersin’in önemine dikkat çekti. Mersin’in, Rusya krizinin en çok vuracağı illerden biri olacağına vurgu yapan Alpay Antmen “Özellikle narenciye ve nakliye sektörlerinde hukuken çok ciddi sıkıntılar yaşanabilir. Mersin'de iflaslar başlayabilir çünkü borçlar ödenmeyince, zincirleme olacaktır. İcra daireleri dolup taşacaktır.