Şube Müdürü olarak.
Meşhur Arif Öksüz (!) zamanında.
Hani şu Mersin’e atandığı zaman Limuzinle gelen Emniyet Müdürü!
Sahte belgelerle kentin önde gelen isimlerinin de içinde bulunduğu yaklaşık 6 bin kişiyi dinleten müdür...
Sonrası malum, Fetö’den cezaevi!
Altuğ Verdi’yi Mersin’de pasif bir şubeye atamıştı.
Çünkü böylesine yetişmiş, vatanını seven insanların öne çıkması işlerine gelmezdi.
Onlar, “Evet efendimcilere” alışmışlardı...
Nede olsa Fetö’nün müritleriydiler.
Neyse ki 15 Temmuz sonrasında teşkilat yavaş yavaş kendi özüne dönmeye başlayarak, safralardan kurtulmaya çalışıyor.
Ve de Verdi gibi yetenekler fark ediliyor.
Şehit Emniyet Müdürü Altuğ Verdi kimdir?…
Mersin Emniyet Müdürlüğü’nde uzun yıllar müdür yardımcılığı yapan Ertuğrul Verdi’nin oğludur.
Ertuğrul Abi, 1980’lerin sonuna doğru atandığı Mersin’de yaklaşık 6-7 yıl görev yaptı.
Sonrasında 1. Sınıf Emniyet Müdürü oldu ve müfettişlik göreviyle mesleğe son noktayı koyarak emekliye ayrıldı.
Çok sevdiği Mersin’de kaldı.
Ertuğrul Abi’yi Naci Parmaksız döneminde yakından tanıdım ve dost olduk.
Bir daha da dostluğumuz bozulmadı.
Karıncayı bile incitmeyecek bir yapıdadır.
Espritüel bir kişiliği vardır.
Teşkilat da sevilen bir kişiydi.
Gazeteci dostuydu. (Gazeteci sayısı da iki elin parmaklarını geçmiyordu.)
Mersin’de halkla bütünleşmeyi başardı.
O yıllarda Mersin’de Polis teşkilatı yapılanmasıyla da bir örnekti.
Halkla bütünleşerek işini yapan bir ekip vardı.
Ki, bu durum Tuncay Yılmaz döneminin sonuna kadar devam etti.
Son yıllarda polislerin birbiriyle konuşmaktan korktuğu döneme tanık olduktan sonra, “Ah o eski polisler!” demekten kendimizi alamadık.
Böylesine bir ekibin parçası olan Ertuğrul Abi acıların en büyüğünü yaşadı.
Evlat acısını!
Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın!
Cenaze töreni ve sonrasında bir kez daha gördüm ki o günlerde ekilen dostluk tohumları tutmuş.
Emekli olmuş, ama Mersin’de ama Türkiye’nin başka kentlerinde yaşayan tüm meslektaşları ve dostları Ertuğrul Abi’yi acılı gününde yalnız bırakmayarak acısını paylaşmaya çalıştı.
Helal olsun size.
Sizin bu davranışınız ve dostluğunuz, görevi devrettiğiniz genç meslektaşlarınıza da örnek olur.
Üzerimizde hangi giysi olursa olsun, “ÖNCE İNSAN” olmanın gereğidir bu.
Sözün Özü;
Altuğ Verdi’nin şehit olmasıyla Emniyet Teşkilatı bir yıldızını kaybetti.
Ertuğrul Abi ve Eşi canlarından can yitirdiler.
Onların yüreğindeki bu acı zor diner.
Allah sabır versin.
Onların acılarını biraz olsun hafifletmek istiyorsak, kent yöneticilerine de önemli bir görev düşüyor.
Şehit Emniyet Müdürü Altuğ Verdi’nin adı kentte bir bulvara veya parka verilmelidir.
Ama adına yakışır bir yere.
Ki, Altuğ Verdi gibi önemli değerler unutulmasın!