30 Ağustos, Türkiye’nin bağımsızlığını, egemenliğini ve bütünlüğünü sağlamada en önemli başlangıç noktasını oluşturmuştur. 30 Ağustos ile başlayan ve Türkiye’nin laik ve demokratik bir Cumhuriyet olmasını sağlayan süreci devam ettirmek, hepimizin yüksek sorumluluk duygusuyla paylaşması gereken en önemli hedeftir.
30 Ağustos Zafer Bayramı, tam bağımsızlık, toprak bütünlüğü, birlik ve kardeşlik anlamlarını taşımaktadır.
Geçmişte olduğu gibi günümüz koşullarında da herkes çok iyi bilmelidir ki biz bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü en güç koşullarda bile omuz omuza vererek kazandık. Sevr’i parçalayıp tarihin çöplüğüne attık. Herkes bu tarihi gerçeği göz önünde bulundurarak, kimse toprak bütünlüğümüzle, ulusal birliğimizle ve laik Cumhuriyetimizle oynamaya kalkmamalı.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” sözleri bizlere her şeyi anlatmaktadır.
Yokluğun ve teknik imkânsızlıkların üst seviyelerde olduğu bir dönemde, düşman karşısında dimdik ayakta durma cesaret ve kararlılığı gösteren kahraman Türk ordusunun dokusuyla, bugün Bilgi Çağının gerektirdiği şartlar ile kendimizi donatarak ülkemize sahip çıkmak zorundayız.
Bizlerin yapması gerekenler; demokrasimizi sağlam temeller üzerine oturtmak, insan hak ve özgürlüklerine gereken önemi vermek, ekonomimizi güçlendirmek, ülkemizi çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmaktır.
Bu inanç ve kararlılıkla, yalnız bizim değil, mazlum milletlerin gönüllerinde de çok özel bir yeri bulunan Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve şehitlerimizi minnetle, şükranla anıyor, Türk Silahlı Kuvvetler Gününü Kutluyor, en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum.