Bugün 10 Kasım, uygar dünyanın bir üyesi Türkiye Cumhuriyeti’nin ve partimizin kurucusu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümün 75. yıldönümü, Selanik’te başlayan yaşamın, 57 yıl sonra İstanbul Dolmabahçe’de sonlandığı gün, her canlı gibi doğum, yaşam ve ölüm döngüsü.
Bugün bir insanın doğumunu ve ölümünü değil, bir liderin, bir dünya liderinin, bir ulusun varoluşuna yaşamıyla can veren bir dehanın, her yönüyle konuşulduğu gündür. Genç yaşında siyasetin savaş boyutunda, en acımasızlarına liderlik eden, siyasetin demokratik boyutunda, saltanattan demokrasiye geçişi sağlayan, ömrünü bir milletin geleceği için harcayan, büyük insan Atamızın anıldığı gün.
Daha ana kucağında, 13 – 15 yaşlarında gencecik fidanların bir ülke kurma uğruna, inandıkları liderin arkasından korkmadan, yılmadan, tüm yokluklara karşın ölümü göze alarak gittiği insan. Çanakkale’de, Muş’ta, Sina’da, Trablus’ta, Kafkasya’da, Kocatepe’de yani bir milletin kurtuluşu için her yerde, kan içinde verilen büyük emek.
Büyük Atam; silah arkadaşlarına, şehitlerimize, gazilerimize, bugün minnet ve şükranlarımızı bir kez daha sunuyoruz. Senin ve şehitlerimizin, gazilerimizin büyük emeklerinizle bizlere emanet ettiğiniz demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza kadar yaşatılması kararlılığından vazgeçmeyeceğimizi, almış olduğumuz emaneti bizden sonraki nesillere, uygar dünyanın gereklerini yerine getirerek, teslim edeceğimize bir kez daha yemin ediyoruz. Bizi saltanatın gericiliğinden kurtarıp, demokrasiyle tanıştıran devrimlerini takip edeceğiz. Devrimlerinin gericiler tarafından yok edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez amir hükümlerini sonsuza kadar yaşatacağız. Devrimlerin kıymetini biliyor, geleceğimiz olduğu inancıyla sahip çıkıyoruz. Bugün içinde bulunduğumuz durumda, senin bize emanet etmiş olduğu devrimleri, teker teker yok etmeye çalışan, ülkeyi tekrar saltanatın ümmetçi anlayışına terk etmek isteyen, Türk Milletinin bağrından çıkartmış olduğun, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni saltanatın meclisi haline dönüştürmeye çalışan bir anlayış var. Biz bu anlayışın, senin bize emanet ettiğin Cumhuriyet’in değerlerinden faydalanarak, geleceğimiz olan demokratik rejimimizi, yıkmaya çalıştığını biliyoruz, dikkatliyiz, asla izin vermeyeceğiz.
Büyük Atam, ne savaştan kaçarız, ne de demokrasiden ödün veririz. Millet olarak bize göstermiş olduğun yolu takip ediyor, ülkemizin medeni ve müreffeh ülkeler seviyesinde olması için çalışıyoruz. Doğruyuz, çalışkanız ve tüm Türkiye biriz, biziz.
C.H.P. İl Başkanı
Faruk Mehmet AKAR