HABER ARŞİVİ    |    GÜNCEL    |    ÖZEL HABER    |    SİYASET    |    KÜLTÜR SANAT    |    EKONOMİ    |    FOTOHABER    |    SPOR
 
 
Dr.Erdal Akalın yazdı


9 Mart 2014 Pazar 11:32

Hayırlara Vesile Oldu !..

 

 

Son günler internet alanına yansıtılan telefon dinlemelerine ilişkin ses kayıtları gırla gidiyor.  Bunları daha anlaşılır kılmak üzere de yazılı metinlerle (tapeler) konuşmaların tümü ekrana getiriliyor. 

Toplumun büyük kısmının sezinlediği ve kuşku duyduğu fesat katılmış ihalelerin sahiplendirilmiş yüklenicileri ise meydanı boş bulduklarından heyecanlarını kontrol edemez hale gelmişlerdir artık.  Zamanın birinde eline keser değmiş bir inşaatçı, şimdiler büyük bir holdingin patronu olmasını belli ki içine sindiremediğinden, coşarak “Milletin a..na koymak” işgüzarlığına bile soyundu!  (İçimde kabaran öfkeye hâkim olmasam ve iyi aile terbiyesi almış bir T.C. Vatandaşı olmasam, “Ben de senin !” diyebilirdim!).

Bir gazete patronunu ağlatan fırçalanma kayıtları da ilginizi çekmiştir mutlaka.  Daha yağlı ballı koşulları yaratabilmek adına Milliyet ve Vatan gazetelerini alarak, Recep Tayyip Erdoğan’ı Dolmabahçe ofisinde ziyarete giden ve “Emrinizdeyim!” diyebilen Erdoğan Demirören, kendisine yöneltilen ağır sözler karşısında ağlamaklı olarak “Başüstüne !” demeyi de içine sindirebiliyor. 

Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu ile yaptığı “Paraları sıfırla…” konulu ses kayıtları da ibretlik.  Evde tutulan nakit paranın miktarı ise dudak uçuklatıcı sayılabilir.  Ama bir banka genel müdürünün ayakkabı kutularındaki 4.5 milyon dolarını da unutmamak gerekiyor.  Belli ki, bu paralar hayırlara vesile olsun diye zulaya atılmış!

Bir de Mersin Milletvekili olan eski bakanın özel kol saati de gündeme gelmişti.  Merak ediyorum, o değerli siyasetçi, ünlü saati keyifle takabilmekte midir halen?  (Belki, kendisine yakın olan benim sevgili dostum bir köşe yazarımız bu merakımı giderebilir!).

Ya “Alo Fatih ” serisine ne buyrulur! 

Evet, nasıl kayda alınmışsa alınmış, neden açıklanıyorsa açıklanan bu ses kayıtları ve tapeler, bence gerçekten hayırlara vesile oldu, bile!

İtiraf edeyim; beni en fazla etkileyen kayıtlar, Başbakan ile Adalet eski bakanı Sadullah Ergin arasındaki konuşmalar oldu. 

Adalet Akademisi üyeleri ve başkanı hakkındaki talimatlara “Evet” diyebilen Sadullah Ergin, arkasından da Danıştay ve Yargıtay başkanlığı seçimleri içinde Başbakan’ı rahatlatıyor ve isteklerinin olacağı adına “Merak buyurmayın” diyebiliyor.  Demek ki, Sadullah Bey tezgâhı hazırlamış diye düşünmemek elde değil.  Tam da bağımsız yargının başında olarak adaletin güvencesi sayacağımız bir Adalet Bakanı varmış da bizler farkına varmak ve kıymetine güvenmek için gecikmişiz!

Beni en çok yaralayan ise, Aydın Doğan davasına bakan yargıcın yeniden beraat kararı vermesini içine sindiremeyen ve kızgın olan Başbakan’a, Sadullah Ergin’in verdiği teselli yanıtı; “O hâkim Alevi’dir!”.

Anlaşılan bir yargıcın dini inanış tercihi ve mensubu olduğu bir İslami mezhebe aidiyeti, Adalet Bakanı nezdinde bir kıstastır.   Bu kıstas adına Alevi demekle, İslami bir mezhebe karşı, hadi nefret demeyeyim; en azından küçümseme ve aşağılama ve de münafıktır şeklinde bir yaklaşım sergileyen eski bakan Sadullah Ergin’in bir Antakyalı olduğuna inanansım da gelmiyor.

Hatay gibi değişik din ve mezhebe aidiyeti olan insanları birlikte ve mutlu olarak yaşadığı ‘hoşgörü’ kentinden böyle bir söyleme sahip olabilecek bir siyasetçinin çıkmış olmasını içime sindiremiyorum!

Sadullah Ergin, son katıldığı bir TV kanalının canlı yayını sırasında da en azından bu söylemi için; “Hataylı insanlarımızdan ve özellikle Alevi inançlı Hataylı hemşerilerinden özür diler”, diye düşünmüştüm.  Bunu bile beceremedi ve açık ses kayıtlarının GDO’lu olduğu demagojisine sığınmak yolunu seçti!

Ve şimdi bu siyasetçi, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak bu ay sonunda Hataylı hemşerilerinden oy dileyecek!

Hangi yüzle demeyin, Hatay’ın nerede ise üçte birini teşkil eden Alevi aidiyetli güzel insanlarından da oy isteyecek!

Eğer Hataylı hemşerilerimiz kendisini seçmek için olumlu oy kullanırlarsa, korkarım kentin hoşgörülü insanları olmalarının da ötesine geçerler. Kendilerini sözleri ile aşağılayan ve belki de özgür insanlar olarak görmeyip başka tür canlılar gözü ile bakarak hakareti ile kamçılayan bir siyasetçiye hak etmediği itibarı sunmuş olurlar. 

Yazımın sonuna bir not ekleyerek, eleştirilerime karşın yapılabilecek saldırıları önlemek adına net olarak söylemek zorundayım; yazarınız AK-ŞAKA, İslâm’ın Sünni inanışına bağlı Hanefi mezhebinin bir inançlı kişisidir.

Kıssadan hisse: “ Eşekler olmasa idi; semer de olmazdı, semerci de!”  (Zahide Uçar).

                                                                                                             Erdal Akalın (8.3.2014)     





 
  HABER ARA
 
 
  
  FLAŞ HABER
  EN ÇOK OKUNAN
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
  SOSYAL MEDYA

 




 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GÜNCEL HABERLER SİYASET HABERLERİ SPOR HABERLERİ GİZLİLİK İLKELERİ

 

fotohaber.net | İnternet Gazetesi | Resmi Web Sitesi | Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
fotohaber.net © Copyright 2005-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA