Doktor olarak başladığı mesleki yaşamı ile farklı entelektüel yapısının onu çok değişik noktalara taşıyacağını bilemezdi. İçinden taşan entelektüel birikimini zapt edemeyip yazıya dökmeye başlayınca Erdal Akalın’ın ‘doktorluk’ sıfatı lakabı olarak kaldı. 10 yıldır çeşitli gazete, dergi ve sanal alemdeki yazılırını bir araya getiren Akalın, isminin önüne yazar sıfatını ekleten ender insanlardan birisi oldu.
Daha önce ‘Konumuz ihracatsa bende varım!’ kitabıyla kitapseverlerle birikimlerini paylaşan Doktor Erdal Akalın, şimdi yazdığı ‘Ak-Şaka Denemeler’ ile rafları süslemeye başladı. Ama kitabı alıp okumaya başlayınca elinizdekinin kitap süsünün çok ötesinde bir düşünce denizi ile baş başa kalıyorsunuz. Mersin, Hakimiyet, İmece ve Antakya Atayurt Gazeteleri’nde yaklaşık 10 yıldır yazdığı denemelerini bir araya getirerek ‘Ak-Şaka Denemeler’ kitabını ortaya çıkaran Akalın, asla kendisini iyi bir yazar olarak tanımlamadığını ancak yaşamında gördüğü birikimlerini insanlarla paylaşmayı görev kabul ederek yazılar yazmaya başladığını ifade etti.
İlk köşe yazmaya başladığı gün olduğu gibi bugünde felsefesinin ‘bundan ne kazanırım’ olmadığını ifade eden Akalın, “Kitabı olan bir yazar olarak anılmaktan daha çok bu yazdığım yazılar kime ne fayda sağlayabilir mantığı ile olaya yaklaşıyorum. Bu nedenle kitabın tüm maddi külfetini üstlenerek satış amacı olmayan bir politika izledim. Sadece eşe dosta verilmek üzere kendime 100 adet ayırdım. Onun dışındakilerin tamamını eğitim ve sosyal katkısı olsun diye çeşitli oda dernek ve kuruluşlara bağışladım. Bundan sonrası artık benim değil onların kitabı. İster para karşılığı satarlar kurumları yararına kullanırlar dilerlerse ücretsiz olarak dağıtım kitabımın herkese ulaşmasını sağlarlar” şeklinde konuştu.
Yazılarında hayatın sırrını vermek gibi bir amacının olmadığını ifade eden Akalın, “Ben aslında kendi yaşamımı yazdım. Yaşamımın yansımalarını yazıya döktüm. Ayrı bir dünya var kitapta. Gördüklerimi, görmek istediklerimi, yada göremediklerimi biraz da şakayla karışık yazıya dökmeye başlayınca baktım bir süre sırf beni kırmamak için göz gezdiren arkadaşlarım bu kez ciddi ciddi okuyor. Sonra geride kalan 10 yılın yansımaları yazın dünyasına belge olarak kaldı”şeklinde bilgi verdi.
Akalın, “O kadar çok şey var ki kitap ta: Mesela değerli eşim Gülen yaşıyordu yazmaya başladığımda. Onu kaybetmemin hüznü de doğal olarak yansıdı yazılarıma. Oğlum, torunlarım, dostlarım kısacası ben Erdal Akalın’ı ortaya çıkaran şeyleri yazdım arkadaşlarım lütfedip okudular. Yani bu kitap aslında kuştan böcekten bahsederken Erdal Akalın’ın 10 yıllık yaşamından kesitleri anlatıyor” ifadelerine yer verdi.
18 Nisan’da dostlarının ricasını kıramayarak İçel Sanat Kulübü’nde bir imza ve söyleşi günü düzenleneceğinin müjdesini de veren Akalın, bu olaya da kendine tarz üslubu ile açıklamada bulundu: “Ben utanırım böyle şeylerden ama arkadaşlarımız böyle bir şeyin çevremizin bir arada bulunması açısından da uygun olacağı konusunda ikna ettiler. Ama bende şartımı koydum tabii. Ben çıkar iki kelam ederim sonra isteyen dostum için kitabımı imzalarım. Artık programın gerisi bu düşünceyi ortaya koyana kalmış” şeklinde esprisinin arkasına naifliğini de gizlemeye çalışıyor.
Mutlu son ::) yayınlarından çıkan ‘Ak-Şaka Denemeler’ yaklaşık 300 sayfalık bir Erdal Akalın seçkisi sunuyor kitapseverlere…