2002 yılında CHP nasıl, demokrasinin, millet iradesinin seçme ve seçilme hakkının savunucusu olarak hakkında kesin yargı karar bulunduğu için milletvekili olamayacak olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın milletvekili olmasını sağlayan yasal düzenlemelere destek verip katkı sağladı ise bugünde aynı anlayışla, milletvekili seçilen ve haklarında hiçbir mahkûmiyet kararı bulunmayan arkadaşlarımızın yemin etmelerini, TBMM ‘nde oturmalarını ve yasama görevine katılmalarını istiyoruz.
Altını çizerek özellikle belirtmek istiyorum ki, CHP olarak biz, Milletvekili seçilmiş hiçbir arkadaşımız için ek bir ayrıcalık veya dokunulmazlık istemiyoruz.
Yargılanmasınlar da demiyoruz.
Af talebimizde yok.
Biz CHP olarak mahkûm olmamış, seçilme engeli bulunmayan, savcılıklardan, YSK’dan Milletvekili olabilir diye belge almış, anaların ak sütü gibi temiz oylarla seçilmiş, Milletvekillikleri YSK tarafından onaylanmış ve mazbatalarını almış olan bütün arkadaşlarımızın yemin etme hakkının gasp edilmesine karşı çıkıyoruz. Bu, seçmene ve onun oyuna, yani milli iradeye duyduğumuz saygının gereğidir.
Önüne geleni üç satırlık bir gerekçeyle tutuklayan, ancak tahliye etmek için dokuz sayfa gerekçe yazan yargı anlayışına da hayır diyoruz.
Hiçbir kimsenin masumiyet karinesi dışında düşünülmemesini adil yargılanmak hakkının ihlal edilmemesini istiyoruz.
Öte yandan, yakın bir geçmişte demokrasi inancımız ve milli iradeye saygımız nedeniyle, hiçbir AKP yöneticisine veya AKP ‘liye “başka bir aday bulamadınız mı?” diye sormadan Sayın Erdoğan’a milletvekilliği ve başbakanlık yolunu açan partinin örgüt yöneticileri olarak,
Şimdi, “başka aday bulamadınız mı” diyen başbakana soruyoruz?
Hangi Erdoğan konuşuyor.
Milli iradeyi ve özgürlüğü savunan Erdoğan mı?
Yoksa milli iradeye karşı çıkan Erdoğan mı?
CHP, sadece kendi arkadaşlarına değil, her koşulda milli iradeye ve demokrasiye saygının gereği olarak aynı durumdaki diğer milletvekillerine karşı da yapılan haksızlığa, hukuksuzluğa karşıdır, karşı da olacaktır.
Başbakandan farkımız budur.
Hiç kuşku yok ki, başkanlığını Adalet Bakanının yaptığı HSYK’nın atadığı kişilerin dağıttığı adalet adalet değildir. Kararlarını, hukukun evrensel ilkelerine, ya da Anayasa’ya göre değil de iktidar mensuplarının çıkar ve isteklerine göre veren yargıçların görev yaptığı ülkede demokrasiden söz edilemez.
Demokrasiyi, Cumhuriyeti, insan haklarını savunmayı ve korumayı ilke edinmiş olan Cumhuriyet Halk Partisi örgütleri olarak, halkın seçtiği milletvekillerinin yemin etmesine izin vermeyen antidemokratik ve hukuk dışı uygulamayı şiddetle kınıyoruz.
Bu anlayış, ilke ve demokrasi inancıyla, yeminleri engellenen milletvekili arkadaşlarımıza yemin etme yolu açılmadıkça CHP örgütü olarak TBMM Grubumuzun yemin etmeme kararını destekliyoruz.
Her platformda, sivil diktaya gidişle de, bu gidişin asli sorumlusu olan iktidar partisiyle de kararlılıkla mücadele edeceğiz. Herkesi bir kez daha sorumlu davranmaya davet ediyoruz.