NKP Başkanı Sabahat Aslan katıldığı Dünya Çevre Forumu, Kapitalist üretimin yaratmış olduğu çevre tahribatlarına karşı mücadele eden her kesimden insanların özellikle çevrecilerin, işçilerin ve politikacıların organize ettiği, tarafsız, ekonomik açıdan bağımsız, demokratik ve çoğulculuk ilkeleriyle hareket eden bir organizasyon olduğuna dikkat çekti ve yapılan toplantı ile ilgili olarak da şunları belirtti.
Dünya Çevre Forumunun amacı; dünyada meydana gelen çevre sorunlarına karşı dikkat çekmek, bu sorunlara karşı ulusal ve uluslar arası platformlarda mücadele edenlerle birliktelik sağlamak ve mücadele etmektir.
2. Dünya Çevre Forumu açılış konuşmalarından sonra kitlesel bir yürüyüşle başladı.
Yapılan foruma 500 kişiden fazla katılımcı ile 15 ülkeden katılan konuklarla 2 panel yapıldı ve 13 çalışma grubu oluşturuldu.
2. Dünya Çevre Forumuna Mersin Nükleer Karşıtı Platform adına katılan Sabahat Aslan “Dünyada Nükleer Santrallerin Derhal Kapatılması” paneline konuşmacı olarak katıldı. Panelde, Türkiye’de yer altı ve yerüstü zenginliklerin uluslararası tekellere ve yerli işbirlikçilerine rant kazandırmak amacıyla, yaşam alanlarını talan ve tahrip eden binlerce projenin uygulanması için icraata başlanıldığının, elektrik üretimi adı altında ekolojik felaketler yaratacak olan binlerce HES Projesiyle suların özeleştirilmek, enerjide dışa bağımlılığı arttıracak termik ve nükleer santrallerin yapılmak istendiğinin bilgileri aktarılmış olup, HES lere karşı mücadele eden Derelerin Kardeşliği Platformunun, Termik Santrallere karşı Gerze, Erzin ve Erzurum Tortumda mücadele eden Termik Santral Karşıtı Platformların mücadeleleri de anlatılmıştır.
Türkiye’de Mersin Akkuyu’da ve Sinop’ta kurulması planlanan Nükleer Santrallere karşı mücadele eden Mersin Nükleer Karşıtı Platform ve Sinop Çevre Platformunun mücadele örnekleri anlatıldıktan sonra Akkuyu’da kurulması planlanan Nükleer Santral konusunda aşağıda belirtilen bilgiler aktarılmıştır.
-Türkiye’nin nükleer santrallere ihtiyacının olmadığı, kurulması planlanan nükleer santrallerin kurulum planının siyasi bir karar olduğu, nükleer santrallerin kurulum amacının elektrik enerjisi üretmek olmadığı, asıl amacın, nükleer lobilerin imha edemedikleri ve güvenli saklayamadıkları radyoaktif atıkların Türkiye ye gömülmesini sağlamak ve ülkemizde nükleer silahın hammaddesi olan uranyum zenginleştirmesi yapmak olduğu, Mersin Akkuyu’da kurulması planlanan nükleer santral için Ruslarla , her türlü hukuk ve teknik denetimleri kapatan devletlerarası antidemokratik bir sözleşme yapıldığı, yapılan devletlerarası sözleşme ile Akkuyu nükleer santralinin tamamen Rusların olacağı,Türkiye’nin üretilecek olan nükleer enerjiyi dünya nükleer enerji fiyatının iki katı olan, kilovat saatini vergi hariç 12.35 centten 15 yıl alım garantisiyle satın alması zorunluluğu ile 15 yıl içinde Rusya’ya yaklaşık 71 milyar doların ödeneceği,
Akkuyu da yapılması planlanan nükleer santralde uygulanacak VV1200 model reaktörlerin dünyada denenmemiş olması ve deprem bölgesi olan Türkiye de kurulacak bir nükleer santralin dünyaya felaket getireceği,Akkuyu nükleer santralinin Akdeniz bölgesinin turizmine ve tarımına çok büyük darbe vuracağı ,verilen yaşam hakkı mücadelelerinde hükümetin mücadele edenlere karşı davalar açtığı anlatılmış ve
katılımcılardan Türkiye’de nükleer santrallere, termik santrallere ve HES lere karşı yürütülen mücadelelere katkı verilmesi istenmiştir.
Forumun Sonuç Bildirgesinden Notlar
1-Küresel ısınmanın en büyük nedeni olan atmosfere yayılan karbon gazı salınımı insanlığı ve gelecek kuşakları ciddi boyutta tehdit etmektedir. Atmosferde dünyanın en büyük ozon tabakası yırtılması bu yıl kuzey yarım kürede tespit edilmiştir.
2-Fukusima nükleer santral faciası dünyayı bir kez daha radyasyonla kirletmiştir.Dünyada nükleer santrallerin kapanması ve yenilerinin açılmaması için uluslar arası alanda mücadele etmek için organizasyonlar yapılmalıdır.
3-Dünyada Yağmur ormanları, denizler ve tarım alanları talan edilmiştir.
4-Gen teknolojileri dünya için çok riskli teknolojilerdir.
5-Çevre sorunları birbirleriyle bağlantılıdır, çeşitli çevre sorunlarıyla mücadele edenler ortaklaşmalıdır.
6-Çevre sorunlarının asıl sorumluları uluslar arası tekeller ve bankalardır, bunlara karşı mücadele yürütülmesi esas alınmalıdır.
7-Çevre sorunları çözümü, sosyal sorunlardan ayrı düşünülemez ve sorunlar ortak mücadele ile çözülmelidir.
8-Çevre sorunların çözümünde işçiler ve onların sendikaları gerekli desteği vermemektedirler. İşçi sendikalarını çevre mücadelelerine katmak için yöntemler bulunmalı ve işçilerle birlikte bir çevre sendikasının kurulmasının yasal zemini oluşturulmalıdır.
9-Çevre mücadelelerinde uluslar arası düzlemde mücadele zemini ve ortaklığı kurulmalıdır.