Çoktandır gazeteci ağabeylerimden hiç ses çıkmıyordu…

Vali bey ve Taha bey sağolsun olmasa Mersin Basın Konseyi’nden ve kıymetli konsey üyelerinden (ki resmiyeti nedir bilemiyorum) habarımız (bu durumda insanın haberi değil habarı olmaz zaten) olmayacaktı…

Efendim konsey üyeleri konseyi kurar kurmaz tak şak hemen başta Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ve Akdeniz Oyunları Koordinatörü Taha Aksoy’u ziyarete gittiler. Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal’dan yana rahatsızlıklarını ortaya koydular. Ahmet Ünal’ın koordinatör yardımcısı mı? Yoksa başka bir şey mi olduğunu sorguladılar.

Anlayacağınız ağlayıp, sızladılar.

Geçmişte bir haber başlığı okumuştum çok hoşuma gitmişti.

“Denetlenmesi gerekenler denetleme kurulu kurdu” diye.

Nasıl başlık ama.

Pandoranın kutusu henüz açılmadığından şifreli yazıyorum. O kadar idare edin.

Geçmişte Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde başkanlık ve yönetim kurulu üyeliği yapanlar hatta her dönemin değişmez yönetim kurulu üyesi olanlar cemiyetin bugünkü durumundan sorumla değillermiş gibi ak kaşık misali Ahmet Ünal dönemini eleştiriyorlar ve Akdeniz Oyunlarında edindiği mevziiyi bozmaya çalışıyorlar.

Mersin Basın Konseyi kurulmuş…

Kime sordunuz..? Kendi kendinize mi sordunuz?

Diğer gazeteci arkadaşların görüşleri ve konseye katılımı sizin sinek kadar umurunuzda değil mi? Anlaşıldığı kadarıyla DEĞİL. Bu Mersin Basın Konseyi’nin Mersin Komedi Konseyi’ne dönüşmesinden belli. Üyesi olmayan sadece PATRONLARDAN kurulmuş bir kuruluş. İçeriği nedir..? Kırmızı çizgileri ne?

İş sadece Akdeniz Oyunları Koordinatörü Taha Aksoy’un karşısına geçip tek ayak üstünde tekmil vermek midir? Bizi de tanı Taha…

O konseyde bulunan ve kimseye selam vermeyen bazı AĞALAR –BEYLER (ki aralarında yerel gazeteleri hiç sevmeyen bile var) cemiyetin bugünkü durumunun baş sorumlusu olanlar

Acaba yarınlarda hemen yarın 4+4+4 eğitim sisteminin olumsuz yanlarıyla ilgili açıklama yapabilecekler mi?  Ülke karanlığa sürükleniyor takkeli sarıklı adamlar okullara girip körpecik beyinleri etkiliyor diyerek kamuoyuna açıklamalarda bulunabilecekler mi? Ergenekon operasyonu diyerek gazeteciler ve bilim adamları haksız yere cezaevinde yatırılıyor, Mustafa Balbayların, Tuncay Özkanların suçu nedir? Yıllardır niye cezaevindeler diyebilecekler mi?

Basın Konseyisiniz yaaa…

Konseydeki hangi gazetenin Mersin temsilcisi böyle açıklamalar yapacak…AKP’li işadamı  tarafından gazetesi satın alınan yaygın gazetenin temsilcisi mi ? Yoksa Cumhuriyeti hükümete altın tepsiyle sunan ve son zamanlarda Atatürkçü yazarları kapının önüne koyan yaygın gazetenin Mersin temsilcisi mi? Kim..?

Haa yoksa sizin tek işiniz Taha Aksoy’a tekmil vermekten ibaret mi? Bizi de tanı Taha. Reklam şirketimiz var. Yoksa kırmızı çizgileriniz bu mu?

Düşünün Mersin’de bir basın konseyi kuruluyor ve bu konseyin kuruluşundan kimsenin haberi yok. Taha Aksoy’a ziyarete gidilmese basın konseyinin kurulduğundan haberimiz olmayacak. Anlayacağınız konseyin kurulduğunu gazetecilerden önce Taha Aksoy öğreniyor.

Peki kimin konseyisin?…Kimlerin konseyisin..?

Kapı kapı gezip Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal’ı şikayet etmeye, “ona niye verdiniz biz varız burada” der gibi konuşmalar yapmaya hakkınız var mı? Daha doğrusu sizin gibi kelli felli adamlara yakışıyor mu? Hukuksal ve kongre mücadelesi dururken.

Hani geçmişte sizde cemiyet başkanlığı, dernek başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliği yaptınız. Cemiyetin hali ortada. Başarısızdınız, vasattınız.

Ahmet Ünal cemiyete girdiğinde bir masa ve dört sandalye vardı ortada.

Sıfıra sıfır elde var sıfırdı durum…

Şimdi kalkmış bugünkü yönetimi mi eleştiriyorsunuz…?!

MGC’yi dibe vurdurmuş isimler şimdi kalkmış daha iyi mi yöneteceğini iddia ediyor…Ya da denetleyeceklerini. Hadi canım güleyim de araya gitmesin.

Benim kadar Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal’ı eleştiren yoktur. Çok sert eleştiriler yazdım. Sizler sadece okumakla yetindiniz. Sesinizi bile çıkarmadınız.

Yazdığımız yazılarda; MGC Başkanı Ahmet Ünal ve yönetim kurulu üyelerinin tüzüğe uygun hareket etmediğini ve bunun hukuksuz olduğunu dile getirmiş ve paylaşmıştım. Buna neden sesiniz çıkmadı?

Oradaki amacımız MGC’nin daha iyi yönetilmesi daha iyi yerlere gelmesi içindi. Daha kötü olması, dağılması, yok olması için değildi. 25 yıldır başkanlık ve yönetim kurulu üyeliği yapıp da cemiyete masadan başka hiç bir şey kazandıramamış olanların tekrar cemiyetin başına geçip “iyi ilişkiler kurulup şatafatlı dönemlerin tekrar yaşaması için” yazılar yazmadık. Kusura bakmayın. Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz…

MGC’yi yönettiğiniz günleri de biliyoruz.

Bizim yerimiz Mersin Gazeteciler Cemiyeti’dir. Evimiz, yurdumuz, limanımız orasıdır.

Mersin Komedi Konseyi’niz hayırlı olsun…