Ülkemizde ve çevre ülkelerdeki gelişmeler bizi, milletimizin birliği devletimizin egemenliği konularında dünden daha çok endişelendirmektedir. “Bölücü terörle mücadele” gelecek açısından hayati değerde bir konudur ve gündemin başında yer almaya devam edecektir.
Ancak ÜRETİCİLERİMİZİN sorunları da her geçen gün artmaktadır.
AKP iktidarının yanlış politikaları sonunda üreticiler, tarım yapmaktan vazgeçmekte ve yurtlarından göçmektedir.
Çiftçilerin- üreticilerin sorunları yeterince gündeme getirilmemektedir.
BUGÜN, yaş-sebze-meyve ve özellikle de narenciye üreticileri ve ihracatçıları belirsizlik içinde endişeli bir bekleyişe girmişlerdir. Mersin, Adana, Antalya ve diğer illerdeki üreticiler bu konuda hükümetten bir açıklama beklemektedir.
İhracatçılara verilen Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) primlerinin kaldırılabileceği yönündeki Sayın Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın açıklamaları bu belirsizlik ve endişenin doğmasına sebep olmuştur. Bakan Çağlayan’ın açıklaması, yaş sebze meyve sektöründe özellikle de narenciye üreticileri için büyük bir gelir kaybına sebep olmaktadır.
Narenciye sezonu 15 Temmuz tarihi itibarıyla açılmıştır ve önümüzdeki günlerde bazı limon cinslerinde kesime başlanacaktır. Ancak, Sayın Bakanın bu açıklamamsından sonra ihracatçı firmalar piyasadan hızla çekildiler; Bu günlerde Limonu alan da soran da yok…
Daha önceki yıllarda yaşanan sorunlara benzer bir süreç başlamıştır. Çiftçilerimizin mağdur olmaması için tedbir alınması acilen gerekmektedir.
Yaş sebze, meyve, narenciye sektöründe üreticinin desteklenmesi, ihracatçının özendirilmesi önemlidir. Tarım Bakanlığının DFİF primlerini doğrudan üreticiye vermesi yerinde bir uygulama olabilir. Ancak bunun yapılabilmesi için Bakanlığın bütçede, ihraç edilecek ürünleri desteklemek için kaynak ayırması zorunludur. Bu hazırlık yapılmadan yeni uygulama, bu yıl sektöre büyük bir darbe vuracaktır.
Dolayısıyla Sayın bakanın yaptığı gibi bu yıl teşvik primlerinin ödenmeyeceğini açıklamak yerine, mümkünse geçtiğimiz yıllarda mahsup şeklinde yapılan ödemeleri beğenmeyen ve bunu üreticiye yansıtmayan ihracatçıya nakden ödeneceği ilan edilmelidir. ,,
Ödenecek primlerin erken açıklanması ve nakden ödeme yapılacağının ilanı üreticiye de yansıyacak, ihracatçılar da rahatlayacaktır.
Özellikle bu yıl sorunsuz komşumuz kalmadı. Sınır ticaretleri durma noktası geldi. Böyle bir süreçte bir de ihracatın bilinçsiz şekilde engellenmesi hem ülkemizin dış ticaretini, hem yaş sebze, meyve narenciye üreticisini, hem de ihracatçısını içinden çıkılmaz durumlara sürükleyecektir.
Sayın Bakan’ın yaptığı açıklama sebebi ile ihracatçı piyasadan çekilmiştir. Bu durumda üreticinin malının fiyatı daha da aşağı düşecektir. Çok zor bir kış dönemi geçiren ve olması gerekenden daha az rekolteye sahip narenciye üreticisi ‘Belki fiyatlar yüksek olur da rekolte açığımızı kapatırız’ diye beklerken, yapılan bu açıklama, narenciye üreticisine ikinci darbeyi vurmuştur. Manipülasyona açık bu beyanat aynı zamanda üreticiler için bir tuzağa dönüşebilir. Hükümet, sayısı belli olan ve güçlü lobilere sahip ihracatçıları mağdur etmemek için bir şekilde destek çıkartabilir, çıkartmalıdır da…
Ancak ortaya çıkan ara dönemde sahipsiz ve lobi gücü olmayan üreticinin malı yok fiyatına satılacaktır. Asıl kaybeden ise üreticilerimiz olacaktır. Netice itibarıyla piyasada olumsuz etkiye sahip muhtemel manipülasyonu engellemek için bir an önce durumun netleşmesi, verilecek ihracat primlerinin miktarının ve veriliş şeklinin açıklanması gerekmektedir. Ayrıca, ihracatçı firmalarının kullandığı Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri kredilerinin dönem ödemeleri 10. veya 11. aya çekilmelidir ve DFİF primleri mahsuplaşma yoluyla değil doğrudan nakit olarak ödenmelidir. Yaş sebze- meyve ve narenciye ihracatçısının gücü üreticiye gelir artırıcı olarak dönecektir.
