Atıcı’’nın konuyla ilgili olarak yaptığı açıklama şöyle :

Cezaevlerinde bulunan çocukların durumları ve yaşadıkları sorunlar yüreklerimizi ve vicdanlarımızı yaralamaya devam ediyor.

            Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, suça itilmiş çocuk sayısı 2008’de 62.430 iken 2012’de 100.831’ dir. Yani suça itilen çocuk sayısı 4 yılda %70 civarında artmıştır.

Bu toplumsal yaradan akan kan artmaya devam ederken cezaevine konan çocukların yaşadıkları sorunlar yeni toplumsal yaralar açmaktadır.

Cezaevinde bulunan annelerin yanında kalmak zorunda olan çocukların durumları ise bambaşka bir yaradır.

Tüm bu sorunları incelemek ve çözüm üretebilmek amacıyla 23 Nisan.2014 tarihinde bir çalışma başlatarak cezaevlerindeki çocukları ziyaret etmeye başladık. İlk olarak Sincan Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevini inceledik. Daha sonra yine Sincan’da bulunan Kadın Cezaevine giderek burada bulunan suça itilmiş kız çocukların ve annelerin yanlarında kalan çocukların durumlarını inceledik.

Bu çalışmalarımız devam ederken Ceyhan Kapalı Cezaevinde bir çocuğa tecavüz edildiği haberi duyuldu. Derhal harekete geçerek bu olayı incelemek üzere dün Ceyhan’a gittik. Yaptığım görüşmelerde ve yapılan DNA incelemeleri sonucunda olayın doğru olduğu ve yasal işlemlerin başlatıldığı belirtilmiştir. Bu vahim olaydan daha vahimi ise tecavüz olayının tekrarlanmaması için herhangi bir önlem alınma imkânının olmayışıdır. Cezaevinin fiziki koşulları nedeniyle bir önlem almak mümkün değildir.

300 kişilik olarak yapılan, bir yazı ile kapasitesi 600’e çıkarılan ancak 900’den fazla kişinin kaldığı Ceyhan cezaevi Türkiye’de benzer durumdaki diğer cezaevlerinden sadece birisidir. Hükümet çocuklarımızı dışarıda da cezaevlerinde de korumaktan acizdir.

TOKİ eliyle binlerce bina yapan ve kâr peşinde koşan AKP Hükümeti cezaevleri koşullarını düzeltmek ve bu faciaları önlemek için gerekeni yapmamaktadır.

Cezaevleri çocukların topluma yeniden kazandırılabilmesi için uygun yerler değildir. Avrupa ve dünya örnekleri incelenerek derhal çağdaş çözümler bulunmalıdır.     
           Bunlardan daha önemlisi çocukları suça iten etmenler incelenmeli ve çözümler üretilmelidir.

Bu amaçla hazırlamakta olduğum Araştırma Önergesini yakında TBMM’ye sunacağız. Parti ayrımı gözetmeksizin tüm Milletvekillerinin bu önergeye destek olmalarını bekliyorum.

Çocuklar hepimizindir ve geleceğimizdir. Bu nedenle siyaset üstü bir konu olarak ele alınmalıdır.