CHP'den söz ediyorsak öncelikle halkçı ve milliyetçi ilkeler olmak üzere milli devleti var eden, Millet'i yaratan, emperyalizme karşı bir varlık olarak bizi kimlik sahibi kılan Mustafa Kemal Atatürk ve 6 OK'tur. Bunun dışında var olan her kişi ya da laf, bir teferruattır.

Özellikle TC'yi kuran CHP, kişilerin varlığı ya da yokluğu doğrultusunda, kişi ya da genel başkan odaklı bir çizgi izleyemez. CHP’ye ve bağrından çıktığı Millet’e yaşam suyu sağlayan 6 OK’tan ve emperyalizme karşı savaşarak kurulan devleti korumayı haddeden geçirip program olarak Dünya siyasi partiler tarihine kaydeden iradeden bir sapma gösterilemez.

Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “… en büyük iki eserimden biri …” dediği CHP’nin üzerine konan bir zerre toza bile müsaade etmek, pisliği temizlememek ihanettir.

Lozan’da İsmet Paşa ile başlayan rövanş, kurulan cumhuriyetin ve milli devletin yok edilmesi için özellikle CHP’nin omurgasından kaydırılmasını gerektirmiştir.

Kökleri üzerinde durmayan, asırlık çınara yaslanmayan CHP’nin milli devlet için de yapacağı bir şey kalmayacaktır.  

1 Mart 2003 teskeresinin hesabı, Silk-Road Enstitüsünün raporu sonucunda Sayın Baykal’ın CHP’nin Genel Başkanlığı’ndan istifası ile sorulmaya başlanmıştır.

Aynı rapor sonucuna göre de CHP’nin başına Kemal KILIÇDAROĞLU getirilmiştir.

Recep Tayyip ERDOĞAN, “Türk’üm, Türk Millet’indenim” dememiştir. Bilirsiniz!

Hepinize bir soru yöneltiyorum:

Siz hiç, Atatürk’ün kurduğu, kaidesinde Altı Ok bulunan CHP’nin Genel Başkanı KILIÇDAROĞLU’nun “ATATÜRKÇÜYÜM” “ALTI OK’ÇUYUM” dediğini duydunuz mu?

Ben maalesef duymadım.

Kemal KILIÇDAROĞLU ile birlikte CHP’de taşlar yerinden esaslı bir şekilde oynamaya başlatılmıştır. Altı Ok, bir yük olarak görülmüş ve açıktan terk edilmiş, redd-i miras bütün çıplaklığıyla partide hâkim kılınmıştır.

CHP, ideolojik kimliğini kaybetmiştir.

Kadrolar, kitap okumaz, siyasi tartışmalara katılmaz, fikir üretmez, Millet’in derinliklerine girmekten çok dedikodu merkezli bir yapının girdabında boğulmaya itilmiştir.

Yerel ve genel kadrolar içinde kişisel çıkar, ihale peşinde koşma, makam sahibi olma, sorun çözme yerine vurdumduymazlık esas haline gelmiş, siyaset yapmak yerine “idare-i maslahatçılık ve rüzgâra kapılma”, günü kurtarma, hatta bu uğurda cemaat ve gericilikle uzlaşma tercih edilmiştir.

12 Eylül 2010’da yapılan Anayasa Referandumu dâhil tek bir seçim ve bir adım ileri mevzi bile kazanılamamıştır.

Amaç da budur.

CHP'de bazılarının en çok korktuğu şey, parti içinde yaşanacak olan Atatürkçü çizgi ile gerici, liberal ve batıcı çizgi arasındaki siyaset ağırlıklı ve bilimsel çaba içerikli tartışmadır. Böyle bir tartışma, bazı kişileri merkezkaç kuvvetiyle kıyılara ve dışarıya savuracaktır. Tarih de bu tür savrulmalarla oluşuyor. Bu böyle bilinmelidir.

Sorun asla kişisel değildir.

Program yok edilmektedir.

Siyasi bir partide program yoksa o parti artık yoktur.

Altı Ok yoksa CHP yoktur.

CHP YOKSA DEVLET VE MİLLET YOKTUR.

Var olan şey, havanda su döğmektir.

Bunun da hiçbir değeri yoktur.

Bugün yaşanan en son seçimde açıkça görüldüğü gibi KILIÇDAROĞLU, en yakın yardımcısı, Wikileaks belgelerinde CİA’ya yakınlığıyla bilinen STRATFOR’un TR 705 kod adlı elemanı olduğu iddia edilen, bölücü görüşleriyle maruf, PKK dostu Sezgin TANRIKULU, HDP ve dolayısıyla PKK’yi olumlu bulan Rıza TÜRMEN, Melda ONUR gibiler, Erdoğan TOPRAK, Gürsel TEKİN ve fikirdaşları Recep Tayyip ERDOĞAN’ın cumhurbaşkanı olması için önemli bir rol oynamışlardır.

Ayrıca bizleri, Atatürkçüleri, Altı Ok’çuları, millicileri, ilericileri, laikleri birbirimize düşürmeye ve bu durumu fırsat bilerek CHP’yi köklerinden tam olarak koparmaya ve tasfiyeye çalışmaktadırlar.

“Balık baştan kokar” ama kuyruktan temizlenir.

Biz halkız.

Biz CHP’yiz.

Biz Mustafa Kemal’iz!

Biz baştan kokan balığı kuyruktan temizlemek zorunda olan çapulcularız!

Bir araya gelmek zorundayız.

Kimseye istifa çağrısı yapmıyorum.

Size ALTI OK’ta birleşme, CHP’yi iktidara taşıma, milli devleti ayağa kaldırma, milli ekonomiyi yeniden kurma, millet’i millet yapmaya, bir araya gelmeye çağırıyorum.

Büyük alt üst oluşlara gebe olan bölgemizde büyük güçler yaratmak için, büyük tartışmaya çağırıyorum.

CHP’yi Altı Ok’la kuşatmaya çağırıyorum.

Sustuğumuz yeter!

Hoş gelişler ola, Mustafa Kemal Paşa!

Avukat İzzet ULUDAĞ – 14.08.2014 

Telefon: 0505 455 12 67

izzetuludag@gmail.com