Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yedi düvele baş kaldırmak için, milli bir devlet kurmak için ateşin içinde ateşten yarattığı CHP’Yİ tanımak giderek zorlaşmaktadır.
Özellikle 4 ve 5 Eylül 2014 tarihinde yapılan 18. Olağanüstü Kurultay sonrası, KILIÇDAROĞLU ve parti üst yönetimi yetişmek zorunda olduğu bir yer varmış gibi ya da bir yerlerden talimat almış gibi gözle görülen bir acelecilik içindedir.
KILIÇDAROĞLU, öncelikle partinin kurucu felsefesine tamamen zıt figürleri bu kurultayda seçilememelerine rağmen yanı başında görmek için kurultay iradesine de aykırı bir biçimde en üst görevlere taşımaya çalışmaktadır.
Geçmişinde Mustafa Kemal ATATÜRK ve Laiklik ilkesine sımsıkı bağlı Cumhuriyet ideallerine karşı küfür derecesinde saldırıda bulunan Mehmet BEKAROĞLU’nu neredeyse ikinci adam durumuna yükseltmiştir.
Bu yetmezmiş gibi yukarıda da söz edildiği gibi kurultayda seçilemeyen AKP’nin eski Kamu Düzeni Müsteşarı ve “AÇILIM” süreci öncülerinden Murat ÖZÇELİK, aceleyle emekli Büyükelçi Faruk LOĞOĞLU’dan boşaltılan koltuğa oturtulmuştur.
Bilindiği gibi daha da önceleri KILIÇDAROĞLU’nun sağ kolu olarak CHP ve ilkeleriyle uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan Sezgin TANRIKULU, piyangodan çıkar gibi partiye monte edilmiştir.
Yakın geçmişinde PKK/KCK avukatlığı yapmış olan TANRIKULU’nun Wikilekas belgelerinde CIA’nın gölge kuruluşu STRATFOR’un TR 705 kod adlı bilgi elemanı olduğu iddia edilmiştir.
Bu saydığımız üç şahıs ve bunların dışında önemli sayıda milletvekili ve yönetici, Mayıs 2010 tarihinde Sayın BAYKAL’a kurulan komplo sonrasında partiye sızdırılmıştır.
CHP’yi ALTI OK ile ve Cumhuriyet’in kuruluş felsefesiyle alakası olmayan kişiler yönetir hale getirilmiştir.
Bu arada yine bilindiği gibi CHP’nin üst düzey yöneticileri, başta CEMAAT olmak üzere partinin dokusuna doğal uyuşmazlığı bulunan pek çok yapı ve kişileri korumak için kolları sıvamışlardır.
Bunlardan daha elim ve vahim olanı son günlerde yaşadığımız Ayn El Arap/Kobani nedeni ile zuhur etmiştir.
CHP üst yönetimi açıkça Büyük Ortadoğu Projesi mimarı olan ve 22 ülkenin haritasını değiştirmek için bölgemiz başta olmak üzere mazlum milletler coğrafyasına savaş ilan eden ABD’nin yanında tutum almaktan çekinmemiştir.
“AÇILIM” yasasını çıkartmakta ve “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı” için konan çekinceleri n kaldırılması için destek ve ilerisi için de açık çek vermiştir.
Daha önce de yazdığımız gibi Mersin Vekili Aytuğ ATICI, AKP/PKK’nin gizli görüşmeler sonucunda kotardığı” AÇILIM” yasasına Sezgin TANRIKULU’nun peşine takılarak koşa koşa gitmiş ve destek olmuştur.
Aytuğ ATICI, birkaç gün önce de aynı tavrını yinelemiş ve bu kez de ABD’nin bölgede BOP’a uygun olarak milli devletlerin dağıtılması için taşeronları eliyle yaptığı faaliyetlerin bir parçası olan PKK/PYD’ye silah vermesini “olumsuz bulmuyoruz” diyerek emperyalizmin eylemlerini desteklemiştir.
ATICI’nın Mersin vekili olarak öncelikle Esad’ın yasal olarak başında bulunduğu SURİYE’nin parçalanmasına karşı çıkmak ve toprak bütünlüğünü savunmak zorunda olması gerekirken, bölücü ve dağıtıcı terör örgütlerini meşru silahlı gruplar olarak görüp desteklemesi ve tabii ki ABD emperyalizminin bölgemize müdahalesine sessiz kalması ve hatta olumlu bulması endişe vericidir.
ATICI hakkındaki önceki yazımızda “Emperyalizmin bölgemizde etkin bir rol oynadığına inanmıyor musunuz?”, “EMPERYALİZM konusunu siyasi literatürde hiç araştırdınız mı?” diye iyi niyetle sormuştuk.
Anlaşılmıştır ki maalesef Mersin vekili Aytuğ ATICI, ne emperyalizmi biliyor ve ne de bu bölgede ABD’nin nasıl bir rol oynadığı hakkında bilgiye sahip.”
Bölgemiz ateş içindedir.
KILIÇDAROĞLU’nun önerdiği ve ATICI’nın olumlu bulduğu yol, PKK’nin Suriye kolu olan PYD’ye silah verilmesini önermek, ABD ortaklığına bel bağlamak ülkenin ve bölgenin bölünmesine açıkça destek vermektir.
1991 sonrası fiilen kurulan Kuzey Irak’taki Kürt Bölgesi bu yöntem ve yardımlarla ülkemizi de tırmalayarak burada şekillenecektir. Plan, budur!
KILIÇDAROĞLU’na, ATICI ve diğerlerine soruyoruz:
Razı mısınız?
Peki, bu fiili durumun yaratacağı kargaşa ve huzursuzluğu ne yapacağız?
Etnik ve dinsel, mezhepsel temelli kurulacak devletçikler kargaşayı önleyebilir mi?
Ya da tam tersine daimi olacak bir kargaşa ve kaosun temelleri atılmış olmayacak mı?
Bölgede huzuru CHP’yi kuran Mustafa Kemal ATATÜRK’ün uyguladığı dış politika sağlayabilir.
Milli devletleri dağıtan, mezhep ve dinsel tabanlı devletçiklere kapı aralayan BOP’a açık destek vermek, başta devleti kuran CHP’nin, milli Türk Devleti’nin ve Türkiye’nin ipini çekmek anlamı taşır.
Yapılması gereken bölgedeki milli devletlerin birliğini, toprak bütünlüğünü savunmak, ABD, Batı ve İSRAİL’in dağıtıcı ve bölücü politikaları karşısında bölge merkezli dış politikanın merkezinde görev yapmaktır.
CHP’yi iktidar yapmanın, Türkiye’yi ve bölge devletlerini kollamanın, emperyalizmi def etmenin yolu budur.
Bir saptama yapmak yerindedir:
Halkçı ve milli temeller üzerinde yükselen CHP’nin bu dönem vekilleri esas olarak bir kaçı dışında sınavı verememişler, sınıfta kalmışlardır.
Önemli bir kısmı, 2015 seçimlerinin öncesinde milli çıkarlar yerine kişisel beklentilerini ön plana almışlardır. Bir kısmı da neme lazımcı bir çizgiyi yeğlemişlerdir.
Bu anlayışlar, ateşin içinde ateşle imtihana giren CHP’nin dokusuna da, mayasına da uymamaktadır.
CHP’nin özellikle parti etrafında kabuklaşmış, milli ideolojiden uzaklaşmış apolitik üyeler ve üst yönetimden ikbal ve makam dileyen kesimler dışındaki, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ışıklı yolunu ve hala mazlum milletlere yol gösteren ALTI OK ilkelerini savunan bütün üyelere, yol yakınken bir görev düşmektedir:
CHP’nin dokusuna uymayan çizgiyi, kişileri reddetmek, ülkede en geniş milli, halkçı ve cumhuriyetçi bütün herkesi ve her kesimi birleştirecek ALTI OK’u yeniden hâkim kılmak!
CHP dokusuna uymayan, şekilsiz, günlük, eyyamcı, idare-i maslahatçı, makam ve mevki kapmacı anlayış ve çizgi yerine en alt birimden Parti Genel Başkanlığı, Parti Meclisi ve MYK’ye kadar her kesimde ülkeyi, milleti ve milli devleti göz bebeği gibi kollayacak ALTI OK’u ve kurucu iradeyi savunan kadroları yerleştirmek.
Tarihi görev budur!
Avukat İzzet ULUDAĞ – MERSİN
23.10.2014
CHP üyesi