MHP Mersin milletvekili Mehmet ŞANDIR’ın önergesinde şu bilgiler yeraldı
Yüzölçümü 15.620 km2 olan Mersin, Türkiye'nin güneyinde 1.705.774 nüfusu ile Türkiye'nin en kalabalık onuncu şehridir. 2013 yılı yıllık nüfus artış hızı %1,35 olarak gerçekleşmiştir. Mersin ilinde, okuma yazma bilenlerin oranı %99, İşsizlik Oranı % 12,4, İşgücüne Katılma Oranı %50,7, İstihdam Oranı % 44,4’dür.
Türkiye’de gerçekleştirilen İhracatın %5,3’ü, İthalatın %6,5’i Mersin hinterlandından yapılmıştır. Mersin Uluslararası Limanı 1470 m. rıhtım uzunluğu, 14 metre derinliğe sahip konteyner Terminaline sahip olup, Dünyanın en büyük 120 konteyner limanı arasında 95. sıradadır. Mersin Limanı Mersin ekonomisinin dayanak noktasıdır ve Türkiye'nin dünyaya açılan kapısı durumundadır. Doğu Anadolu, Batı Akdeniz ve İç Anadolu'daki fabrika ve ticaret firmaları ithalat ve ihracatını Mersin üzerinden yapmaktadırlar.
Türkiye'nin en büyük ikinci Serbest Bölgesi olan Mersin Serbest Bölgesi burada kurulmuştur ve 433 şirkete ev sahipliği yapmaktadır. Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi'nde 150'ye yakın firma faaliyet göstermektedir.
Önemli tarihi ve turistik mekanlara sahip olan Mersin, 321 km sahil şeridi ile Türkiye'nin önemli bir sahil vilayetidir. Mersin kıyılarının yaklaşık 108 km'lik bölümünü doğal kumsallar oluşturmaktadır.
Türkiye’nin vizyon kenti olma potansiyeline sahip olmakla beraber son yıllarda hükümetlerin Mersin’in gelişimine katkı sağlayacak projeleri hayata geçirme konusunda verdikleri sözleri yerine getirmemeleri nedeniyle şehrin çözülemeyen çeşitli sorunları artarak devam etmektedir. İşsizlik bu sorunların en başında gelmektedir.
Mersin’in geleceğini şekillendirecek projelerin en önemlisi 11 Ocak 2004 tarihinde “Türkiye’nin 2010 Turizm Vizyonu ve II. Hamle Dönemi Konulu Basın Toplantısı’nda” dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından; “Bunlardan biri Tarsus Turizm Bölgesi projemizdir. Bu proje hem tatil turizmi için giderek büyüyen talebi batı Akdeniz’den daha doğuya kaydırmak hem de Türkiye’nin doğusundaki ülkelerden gelen talebi büyütmek amacıyla ikinci ve üçüncü fazlarda Yumurtalık, İskenderun, Hatay bölgelerine yaymayı planladığımız pilot bir projedir. İçinde çok çeşitli ürünlerle birlikte 12.000 yatak kapasitesi barındıran bir yatırımdır ve bu yıl içinde başlanıp 2007 turizm sezonu başlarken tamamlanmış olacaktır.” sözleriyle açıklanan Tarsus-Kazanlı Turizm Bölgesi projesidir ki Mersinlileri umutlandırmış, şehri heyecanlandırmıştır.
Aynı konuda dönemin Devlet Bakanı Zafer Çağlayan 24 Mayıs 2011 tarihinde düzenlediği basın toplantısında, “Tarsus-Kazanlı Turizm Bölgesi” hakkında, bölgeye 800 milyon dolar harcama yapılacağını belirterek, “Bu otellerin en az 10 ay süresince hizmet vereceğini varsaysak, yüzde 65 dolulukta çalışsa bu tesislerde yıllık 1 milyon 800 bin konaklama yapılacak. 180 milyon euro, 400 trilyon lira yıllık, bu tesisler ciro yapacak. Bunun yanı sıra yılda bin ton kırmızı et, bin ton beyaz et, 12 bin ton yiyecek, 7 bin ton içecek tüketilecek. Yılda en az 10 bin ton sebze ve meyve tüketilecek. Bunları Tarsus ve Mersin karşılayacak. Mersinli çiftçinin, köylünün yüzü gülecek. Turizm tesislerinin yapılmasında başta mobilya ve tekstil olmak üzere, bir çok sektörde 220 kalem mal ve hizmet alımı yapılacak. Besicilik ve etin işlenmesi, balıkçılık, içecek, su ve süt üretimi, sebze meyve üretimi, şekerleme ve makarna imalatı, temizlik ve kozmetik, hazır giyim ve tekstil sektörü, perakende ticaret, turizm acente hizmetleri, otobüs, minübüs, ve taksi hizmetleri, mobilya ve ağaç ürünleri imalatı, cam ürünleri imalatı, seramik ürünleri imalatı, olmak üzere, 45 sektörde, en az 220 kalem mal, buralarda kullanılacak. Mersin'de ve Tarsus’umuzda toplamda 37 bin 151 esnafımıza katkı sağlayacak bir yatırım. 10 bin kişi bu yatırımlardan evine ekmek götürecek. Sadece esnafımız değil, çiftçilerimizde bu ekonomik hareketlilikten payını alacak. Üretenler ve bu şehirde yaşayanlar bundan faydalanacak. Mersin tanınmayacak kadar büyük bir Mersin olacak.” sözleriyle umut tacirliği yapmış ancak gelinen noktada Tarsus-Kazanlı Sahil Bandı Projesi'nde bugüne kadar tek çivi çakılmamış, tahsisler iptal edilmiştir.
Diğer önemli bir proje ise yine Aralık 2011 tarihinde ihalesi yapılan, 26 Ocak 2012 tarihinde yüklenici firmanın sözleşmesini imzaladığı, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve bazı bakanların, 2013 Akdeniz Oyunları için havalimanının yetiştirilmesine gayret sarf edileceği, yetişemezse bile 2014’de işin biteceği vaadinde bulunduğu, 28 Mayıs 2013 tarihinde temeli atılan ve 3 yılda tamamlanması planlanan 30 milyon yolcu kapasiteli Çukurova Havalimanı’nın inşaatıdır ki, bu gün için inşaatı durmuş, geleceği belirsizliğe bürünmüştür.
Oysa temel atma törenindeki konuşmasında dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan; “Çukurova Havalimanı’nın, Tarsus-Kazanlı sahil bandında yapılacak 7 bin 500 yatak kapasiteli turizm yatırımları için çok önemli olduğunu, yapamayacakları sözleri vermediklerini, verdikleri sözleri de bir bir yerine getirdiklerini ifade ederek, bu havalimanı sadece yolcu taşımayacak turizme hizmet etmeyecek, Adana ve Mersin’de yetişen yaş sebze ve meyve için kargo hizmetlerinde büyük katkı sağlayacaktır. Çilek, muz kanatlanıp, dünyanın her yerine gidecek. Akdeniz havzasının lojistik merkezi haline gelece” sözleriyle havalimanının bölge için ne derece önemli olduğunu vurgulamıştır.
Bu güne gelindiğinde ise görülmüştür ki geçen süreç Mersin için kayıp olmuş, kayıp olmaya devam etmektedir. Her iki proje için hükümet yetkililerinin ifade ettikleri vaatler, ekonomik ve sosyal alanda iyileşme beklentileri yükselen Mersinlileri hayal kırıklığına uğratmıştır.
Turizme bu kadar önem verdiği iddiasını, gerçekleştiremediği Mersin turizm projeleri ile gündeme getiren hükümet, turizm potansiyeli yüksek olan Mersinimizin en güzide bölgesine nükleer santral inşa etmekten de kaçınmamaktadır. Bu nasıl bir çelişkidir ki, Mersin’i turizm cenneti yapmak iddiasında olacaksın, bölgenin turizme en uygun cennet köşesinde nükleer santral kuracaksın.
Mersinliler tedirgindir; yılın başlarında inşaatına başlandığı iddiası gündeme gelen, ancak bu gün ( 01 Aralık 2014 ) itibariyle ÇED raporu onaylanan nükleer santralin bölgeye etkileri ne olacaktır, tarımsal üretim ve narenciye üretiminde önemli bir yere sahip Mersin İli bundan nasıl etkilenecektir, kurulacak nükleer santraldan sonra turizm nasıl gelişecektir, bunlar tam bir muammadır.
Mersin için ekonomik ve sosyal alanda çok önemli getirileri öngörülen projelerin sonuçlandırılamaması ve sonuçlandırılmasına ilişkin gerekli tedbirlerin alınmaması, konunun çeşitli yönleriyle ele alınıp değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır.
Bu itibarla, Çukurova Havalimanı dahil Mersin Turizm projelerinin halen tamamlanamamış olmasının sebeplerinin araştırılması amacıyla Anayasanın 98′inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105′inci maddeleri gereğince Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.