Bu okuduğunuz suçlamalar, 16 Aralık Günü yargılanmalarına başlanacak ve yukarıdaki iddianame ile haklarında müebbet hapis istenen çArşı grubunun 35 kişilik taraftar kitlesine yöneliktir.
Gezi Eylemleri sırasında çArşı grubu üyeleri de demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti için fikirlerini açıkça beyan edenlerdi. AKP İktidarı, halen kontrol edemediği şekilde Gezi eylemine katılanlara suçlu olarak bakmaya devam ederken, gözler birden bu taraftar grubuna yöneldi. Anlaşıldığı kadarı ile adı ve kimliği belirlenen bir emniyet mensubunun provokasyon kokan girişimi sonrası, telefon dinlemeleri başlatıldı. Derken 15 Haziran 2013 tarihinde bir muhbirin elebaşı sayılanları işaret eden ihbar listesi ile bugüne gelindi.
Belki de dünyada ilk kez, bir takımın sempatizanları olan bir grup, darbe teşebbüsü suçlaması ile yargıya sevk edilmektedir. Beşiktaş esnafının yorumu ile bu dava komik kaçmıştır. Futbol terimi ile AKP İktidarı, ‘üç kornerden bir penaltı yaratmak’ çabasındadır.
Bilenler bilir, AK-ŞAKA bir Galatasaray taraftarıdır. Ancak bugün, AK-ŞAKA bir Beşiktaşlı olarak yargılamaya fiziki olarak değilse de, ruhen ve manen katılmaktadır.
Yeni deyimi ile çArşı’nın yanında olanların yarattığı ‘İstanbul United’ oluşumunun Mersin’deki bir üyesi konumundadır. Bugün, hangi takımı desteklersek destekleyelim, duygularımızdan arınarak Beşiktaşlı olmak günüdür kanımca!
Çünkü; çArşı grubu bir taraftar grubu olmanın ötesinde, toplumsal birçok soruna duyarlı olan insanların bir araya geldiği bir sivil toplum kurumu olarak şekillenmiştir. Engellilere yardımdan yoksul çocukların giydirilmesine, topluca kan bağışı yapmaktan tutun Gazze mağdurlarını desteklemeye kadar birçok sosyal olayın takipçisidirler.
Kaldı ki, belki de tarihte ilk kez bir oyun topunun darbe silahı olarak kullanılması mantığı ile suçlanmaktadırlar. Savcılık iddianamesi ile bu güzel insanlar ‘yevm-ülş kıyam-ı hergele ve bilhassa hamil-i darbe’ yorumu ile yani ‘Gezi eylemcisi ve darbe sorumlusu’ olarak kabul edilmektedirler. Belli ki, ‘cemaatül hayr-ü muhabbet’ (iktidar partisi) bu aydınları kendine bir tehlike olarak görmüştür ve bertaraf edilmelerini arzulamaktadır. çArşı grubu, az önceleri kullanmaya başladığımız Osmanlıca deyim ve terkipler uyarınca ‘cemaatül cürm-ü kabahat’, yani muhalifler topluluğu olarak AKP İktidarının hedefine oturtulmuştur.
Evet, belli ki merhum Baba Hakkı’nın torunları topu penaltı noktasına dikmişler, muktedirlerin sarayını futbol topunun darbe-i şiddeti ile yıkmaya niyetlenmişlerdir!
Zaten futbol oyununu ve topunu, İngilizlerden önce bizler, Müslümanlar icat ettiğimizden dolayı durumun vaziyeti aynen böyledir!
Gene Osmanlıca bir deyişle bitirelim yazımızı. Belki kendileri de Osmanlıca bilmeyen ve atalarının mezar taşını okumasını bilmeyenler için bir katkımız olur diyerek;
“Şüphe-i makul, karine-i cümr-ü ukul !” (Meali; ‘Fazla şüphe, akla ziyandır!’) !..
Erdal Akalın (15.12.2014)