Sağlık Bakanlığı halkımızın sağlığını korumak ve gerektiği durumlarda hastaların tedavi edilmesini sağlamak yerine, yasal görevi olmadığı halde “Sağlık Bilimleri Üniversitesi” adı ile üniversite kurmaya çalışmaktadır. İktidar, daha üç ay önce TBMM’ye Sağlık Bakanlığı Üniversitesi kuracak bir tasarı getirmiş ancak daha sonra Genel Kurul aşamasında maddeyi geri çektiği halde yeniden gündeme getirmiştir.
İktidar aynı “Sağlık Bilimleri Üniversitesi” ni üstelik fakülte sayısını daha artırarak, bir torba içine koymuş; alakasız kanunlarla beraber Plan Bütçe Komisyonuna bir teklifle getirerek, Milli Eğitim ve Sağlık komisyonu gibi uzman komisyonlardan kaçırmıştır. Bakanlığa bağlı üniversite anlayışı üç temel gerekçeyle sakattır.
- Antidemokratiktir.
Üniversite yaşamı tamamen iktidarın elinde olacaktır. Üniversitenin hemen her şeyini belirleyecek mütevelli heyeti siyasi kadro tarafından atanmaktadır. Mütevelli Heyeti, Sağlık Bakanının seçtiği kendi müsteşarı, Sağlık Bakanının seçeceği iki üye, mütevelli heyetinin seçtiği rektör ve Yükseköğretim Kurulu’nun seçtiği bir üye olmak üzere toplam beş üyeden oluşmaktadır. Hiçbir devlet üniversitesi bu şekilde bir heyet tarafından yönetilmemektedir. Aynı siyasetin ürünü mütevelli heyet, tüm Türkiye’deki birlikte kullanımda bulunan eğitim ve araştırma hastanelerinin öğretim üyesi kadrolarını belirleyecektir. Bunun amacı kadroları siyasi emellere alet etme ve tek elde toplama gayretinden başka bir şey değildir.
- Anayasa’ya aykırıdır.
Anayasa madde 130 derki: Milletin ve ülkenin ihtiyacına uygun (siyasetçinin ihtiyacı değil) bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler devlet tarafından kurulur. Bakan tarafından atanan mütevelli heyetin bütün işleri yapacağı bir üniversite özerk olur mu? Olsa olsa siyasi iradenin arka bahçesi olur!
Anayasa madde 131 der ki: Yükseköğretim Kurumlarında öğretimi planlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek YÖK kanununa göredir. Bu teklif YÖK Kanununa aykırıdır.
Anayasa madde 132’ye göre sadece Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet teşkilatına bağlı yükseköğretim kurumları özel kanunla kurulur. Bu üniversite hangi Anayasa Hükmüne göre kurulmaktadır?
- Getiriliş biçimi etik değildir.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi ilk aşamada, TÜSEB yasası olarak bilinen tasarıda yer almaktaydı. 6567 sayılı kanun olarak yasalaşan TÜSEB görüşmelerinden hemen önce, TBMM’de siyasi partiler, ortak grup kararı ile üniversite maddesini tasarıdan geri çekmiştir ve bu şartla ilgili tasarının kanunlaşması sağlanmıştır. İktidar şimdi aynı üniversite yasa maddesini teklif olarak, bir torba içinde geri getirmeye çalışmaktadır. AKP her zamanki gibi sözünde durmamıştır ve muhalefeti aldatmıştır.
Sadece adı üniversite olan, ama aynı yetkilere sahip, adeta Sağlık Bakanlığı’nın bir “tıp eğitimi dairesi veya müdürlüğü” oluşturulmaktadır. Bu uygulamanın TOKİ’nin inşaat mühendisliği, mimarlık fakültesi, Adalet Bakanlığı’nın hukuk fakültesi kurmasından farkı yoktur.
Kurulmak istenen “Sağlık Bilimleri Üniversitesi” ülkemizin bugüne kadarki tıp birikimini, sağlık alanındaki insan gücünü, üniversite ve diğer eğitim araştırma ve uygulama merkezlerini inkâr anlamındadır. Bugün dünyada sağlık hizmetleri alanında iyi bir şekilde yer alıyor ve kaliteli hizmet üretebiliyorsak tıp fakültelerinin bugüne kadar yetiştirdiği kadrolar sayesindedir.
İktidar, kötü işleyen yükseköğretimi daha kötü işleyecek bir şekle götürecek ilk adımı atmaya çalışmaktadır. Bakanlığa bağlı üniversite kurulursa arkası gelecektir.
Üniversitelerde olması gereken ve mumla aranan, özgür düşünce, bilimsel özerklik ve toplumsal liderlik rolü hiç olmadığı kadar geri götürülmektedir. “Siyasi kariyerlerini ve kazanımlarını sağlam iradenin gölgesine borçlu olanlar”ın ürettiği şey bilim değildir. Çalıştıkları yer de üniversite olmayacaktır.