Türkiye'nin nükleer enerjiye ihtiyacı olmadığını, yenilenebilir enerji ile enerji ihtiyacının karşılanabileceğini ifade eden Aytuğ Atıcı, teklifle birlikte "deniz kıyısı, sahil şeridi dinlemem, kutsal kitabımız olan Kur'an-ı Kerim dâhil birçok kutsal kitapta yer verilen zeytin ve zeytinlik dinlemem, yeter ki para gelsin, hepsini yok ederim." denildiğini belirterek buna karşı çıktıklarını ve birçok maddenin metinden çıkartılmasını önerdiklerini söyledi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının yıllar önce yazdığı doktora tezinde nükleer enerjinin temiz enerji olmadığına vurgu yaparak, Uranyum'un sadece %1'inden enerji elde edildiğini, gerisinin atık olarak saklandığını belirttiğini ve "yenilenebilir enerji iyidir" demesine rağmen bugün nükleer enerjiyi oturduğu bakan koltuğundan canıgönülden savunduğunu söyleyen Aytuğ Atıcı, "Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Avrupa ülkeleri dâhil olmak üzere hiçbir ülke nükleer atık sorununa çözüm bulamamıştır. Biz ise Mersin'i, o güzelim Mersin'i nükleer atık çöplüğüne çevirmeye çalışıyoruz, gelin bundan vazgeçin." dedi.
Almanya'da yapılan bir çalışmada nükleer santral çevresinde yaşayan çocuklarda kan kanseri olasılığı hiçbir sızıntı olmamasına rağmen, hiçbir kaza olmamasına rağmen tam 2,2 kat arttığını belirterek, "bizim evlatlarımıza da kan kanserini bu şekilde yaymaya hakkımız yoktur" diyen Aytuğ Atıcı, "nükleer santralin soğutulması için kullanılacak olan deniz suyunun sıcaklığının ortalama 2 ila 6 derece artacağını bilimsel veriler bize söylüyor. Bir an için vücut sıcaklığınızın 2 derece yükseldiğini düşünün, 36'dan 38'e çıktığını düşünün, orada oturamazsınız ve büyük sorun yaşarsınız. Bu nedenle, denizde yaşayan canlıların da öleceğini biliyoruz." dedi.
Teklif ile birlkte yapı denetimi hakkındaki kanununun bypass edilerek, nükleer santrallerin bu kanunun dışına çıkarıldığını ifade eden Atıcı, Akkuyu'da hiç denenmemiş bir teknoloji ile nükleer santral kurmaya çalışıyorsunuz tıpkı bugün Ermenistan Metsamor'unda olduğu gibi, başta Mersinliler olmak üzere tüm Türkiye "Akkuyu ne zaman patlayacak?" diye aynı kaygıları yaşayacaktır diyerek, yaşananlardan Çernobil'den, Fukuşima'dan ders alınması gerektiğini belirtti.
Akkuyu'daki nükleer santralin Ecemiş fay hattı üzerine kurulduğunu, yer tespiti ve lisans verilmesi sürecinde fay hattının henüz keşfedilmediğini ifade eden Atıcı, 8 büyüklüğündeki depreme dayanıklı bir nükleer santral inşa edilse bile, zeminin bataklık olduğunu ve alınan önlemlerin işe yaramayacağını belirterek, "Nükleer enerji ucuz değildir. Bakın, Rusya'ya verdiğiniz söz gereği on beş yıl boyunca kilovatsaatine 12,35 dolar sent ödeyeceksiniz, hâlbuki ülkemizde 2014 yılı ortalama satış fiyatı ne kadar biliyor musunuz, 17,19 kuruş/kilovatsaat. Yaklaşık 3 katına vatandaşa bunu satacaksınız. Eğer bunu rüzgârdan elde etseydiniz 15 kuruş kilovat/saat olacaktı yani çok çok daha ucuza mal olacaktı." dedi.
Düzenlemeyle geçmişte Mersin Akkuyu'da yapılan hukuksuz işlere bir kılıf uydurulduğunu belirten Atıcı; mülkiyet veya kullanım hakkını henüz edinmemiş, yapı ruhsatı ve diğer mevzuattan kaynaklı izin, onay, lisans, ruhsat ve diğer işlemleri henüz bitirilmemiş işletmelere önce üretim lisansı verilmesiyle "nükleer santralin lisansı henüz alınmadı, ÇED raporu onaylanmadı, ÇED raporu şu anda Danıştayda ama bizim beklemeye tahammülümüz yok, para gelmesi lazım, o hâlde biz orada inşaata başlayalım." denilerek izinsiz, onaysız inşaatın yapılabilmesinin önünün açıldığını ifade etti.