“Erken seçim” mitinglerine bugün Mersin’den başlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Beraber gideceğiz sandığa ve bir dikta yönetimini, bu ülkeye farklı bakan bir yönetimi sandıkta alaşağı edeceğiz. Bunun sözünü veriyorum sizlere" dedi. Mitingde 37 bin kişilik olduğu açıklanan alanın tamamen dolması dikkat çekti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Haydi meydana" sözleriyle başlatacağı bölgesel mitinglerin ilki bugün Mersin’de düzenlendi. CHP Grup Başkanvekilleri ile MYK tam kadro mitinge katılırken 37 bin kişilik alan tamamen doldu. Kürsüye yaklaşık 400 metre uzaklıktaki arama noktasında yığılmalar yaşandı.
Mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, "Değişim rüzgarları esiyor. Hangi duvarı örerlerse örsünler. Halk varsa her şey bitmiştir. Göreceksiniz. Halkın şaha kalktığını göreceksiniz. Halkın adalet istediğini göreceksiniz. Halkın kavga değil, kucaklaşma istediğini göreceksiniz" dedi.
Hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu "Türk Lirası'nı pul yaptılar. Dolar karşısında, euro karşısında, riyal karşısında bile sürünen bir para oldu. Türk Lirası bu ülkenin namusudur, şerefidir. Türk Lirası'nı yeniden hak ettiği yere getirmek bizim boynumuzun borcudur. Bu iktidarın yeni izledikleri politika milleti fakirleştirmek. Fakirliğimizi dolar baronlarına satmak istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz" diye konuştu.,
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
20 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar. 2 üniversite bitiriyorsa bu ayıp kime ait. Umutsuzluğa yer yok. Bütün sorunları çözeceğiz. Torosların eteğinde, yiğitlerin harman olduğu bir yerdeyim.
(Hükümet istifa sloganları üzerine) Onun istifa etmesine gerek yok. Onu göndereceğiz zaten. Edeple göndereceğiz. Demokrasiyle göndereceğiz. Demokrasiye inanıyoruz. Geliyor gelmekte olan ve birileri de gidecek. Göndereceğiz onları. Mersin küçük bir Türkiye'dir. Türkiye'nin yaşadığı sorunları biliyorum. Sizler de biliyorsunuz. Milletin sesi dedik. Milletin sesinden birileri gelsin konuşsun dedik. Ama onlar duymazlar çünkü sağırlar. Görmezler çünkü başka şeyleri görüyorlar. Bütün gerçekleri size anlatmak zorundayız. Dün saat 11'de TÜİK'e gittim. Burayı iyi dinlemenizi isterim. Enflasyon açıkladılar. Aylık 3,51, yıllık 21,31. Ya Allah aşkına şu noktaya geldim. Bunlar devletin memuru mu, sarayın memuru mu? Siz, eşiniz çoluk çocuğunuz markete gidip alışveriş yapmıyor mu? Faturalara bakmıyor mu? Deterjan alırken, ekmek alırken, domates alırken görmüyor mu bunlar? Talimat gelmiş, düşük tutacaksınız diye. Neden gittim? TÜİK rakamları üzerinden emekli aylığı belirliyorlar, asgari ücreti belirliyorlar. Milyonlarca kişinin aylığını düşük rakamlar üzerinden hesaplamaya çalışıyorlar. Akademisyenler 21 değil yüzde 58 diyor. Hangisi doğru? Eli kalem tutanlar, aklı başında olanlar doğru rakamları söylüyorlar.
Hepsini halledeceğiz. Vesayet diye bağırıyorlardı değil mi? Vesayetin ne olduğunu dün bütün dünya gördü. Sarayın emrine giren memurlar devletin memuru değillerdir. Tabi oldukları kanunun adı devlet memurları kanunu. Ama uyguladıkları yol yöntem sarayın kuralları. Asgari ücretlinin, memurun, emeklinin hakkını savunmak sadece benim değil, hepimizin görevi ve ortak yapacağız. Türkiye'yi her türlü vesayetten kurtaracağız. Sarayın vesayetinden Türkiye'yi beraber kurtaracağız.