Adında , son derece şirin bir “face(*)” ortamı var.Tahmin edileceği gibi, son yüz yıllık bir zaman dilimindeki “Mersin’in” fotoğraflarını ve bu fotoğraflara yapılan yorumları içeriyor.
Birkaç gün önce, bunaldım ve ayrılmak istedim. Yönetici kardeşim, kalmam için , öyle içten rica etti ki, kendisini kıramadım.
ANCAK, bu satırlarda,neden ayrılmak istediğimi, ayrıntılı görüngülerimle, tespitlerimi , sizlerle paylaşmak dileğindeyim.
Kim, nasıl anlarsa,ne anlarsa anlasın.
Okumak,anlamak, yorum yapmak özgürcedir.
Bu yaşıma kadar, ülkemizin,yaklaşık % 55,60 gibi bir oranda, dağını/taşını/ovasını/vadisini/köyünü/kasabasını gezdim,gücüm yettiği ölçüde de, gezeceğim.
Henüz 15 gün kadar önce, 3200 kmlik bir gezintiden döndüm.
Öncelikle:
Haftalardır sevgili Vahap Seçer’e yazıyorum, diyorum ki, burhanettin kocamaza, beş yıl boyunca yazdım, kentimizin merkezine, adam gibi ,insana yakışır bir “”ABDESTHANE”” ( ayak yolu) YAAAAP dedim.
YAPMADI.
Tabi bizim belediyede başkanlık odamız, o odanın da, dübürümüzün sağlığına uygun AYAK YOLU YOK.
Gerçi…
ULU CAMİ’nin altında bir tane var.
Ama..
Hayvan bile girmez oraya.
Yanıldım,şaştım bir tarihte girmiştim. Evime gelir gelmez , ayakkabılarımı , bilerek,KAPININ önünde(!) bırakıp, soluğu banyomda aldım.
KIRKLANDIM…
Ben titiz adamım arkadaş.
Nolur, nolmaz…
Pekiiii, efendiler…
Bir toplumun gelişmişlik durumunu,nasıl ölçersiniz!
Yahut anlarsınız!
Hangi ölçüleri kullanırsınız!
Ben, ülkemizin,en sıra dışı ceza sosyoloğu,rahmetli ORDİNARYÜS PROFÖSÖR SULHİ DÖNMEZER’in öğrencisiyim.
AKADEMİ birinci sınıfta, DÖNMEZER Hoca’nın derslerini kaçırmazdım.
Ne öğrendim DÖNMEZER’den! ?
BİR TOPLUMUN,( öncelikle maddi ) , UYGARLIK ANLAYIŞINDA,HANGİ ÇİZGİDE OLDUĞUNU ANLAMAK İÇİN, O TOPLUM BİREYLERİNİN,TOPLUCA KULLANDIKLARI,ORTAK ALANLARA BAKMAK YETERLİDİR “” demişti” HOCAM…
Bu son 3200 km’lik gezimizin dönüşü:
Bir sabah,MUĞLA-SARIGERME köyünden hareketle, FETHİYE- KORKUTELİ- BURDUR/Bucak -Ağlasun -Beyşehir ve konya üzerinden EREĞLİ yapıp,otabana çıkarak, evimize geldik.
Eşim tarafından, derhal “karantinaya” alındık.
Çünkü, FETHİYE’den sonraki çizgide bulunan mola yerlerinde,SHELL ve OPET hariç, hiçbir durağın AYAK YOLU, bırakın insanı,hayvanın bile girebileceği durumda değildi.
Bu açıdan, bu yok etme/kirletme/ zarar verme “ ATA SPORUMUZU” dikkate alırsak…
CUMHURİYET’in kuruluş yıllarından itibaren, “akdenizin incisi” diye,kendimizi geceler boyu kandırıp, hayallere daldığımız bu KENT, düzenli olarak, KOSTANTİN KAVAVİS’in , ERDAL ALOVA tarafından dilimize kazandırılan,ünlü kitabı, BARBARLARI BEKLERKEN’e rahmet okutacak tarzda, BARBARLARI beklemek yerine, kendi gönül rızasıyla,BARBARLARIN KOYNUNA girip, kendini iğfal ettirmiş bir “ organizmadır”…
“ Hüseyin Bey, vali şenol engin zamanında,valilik ikametgâhının ,iç mekân durumunun,tadilât işini almıştık.Öncelikle duvar kâğıtlarını kazıyacak, takiben astarlara geçip, boyayacaktık.
Bu kazıma esnasında malam, orta sert halde bulunan ,kabarık bir katmana ulaştı ve yukarıya doğru hareket edemedi.Katmanın altına girerek,dikkatlice kabartarak,kaldırdım.
Kocaman , birkaç kez katlanmış , desenli bir kâğıt plakası çıktı ortaya.””
NEYMİŞ bu plaka!
“” Mithat Toroğlu zamanında, PRF JANSEN’e yaptırılan,MERSİN ŞEHİR PLANINI, birileri, derdest edip, valiliğin iç mekân duvarında, kaplama malzemesi olarak kullanmış” demez mi , televizyon programımı,hararetle takip edip, benimle sohbete gelen, MERSİN sevdalısı bir “boyacı” kardeşimiz.
SÖZ konusu facede:
Sürekli Mersin’in kiremit çatılı, tipik akdeniz mimarili , denize dikine kavuşup, tuz ve iyot kokan esintileri,iç mahallelere taşıyan fotoğraflar paylaşılıp,duruluyor.
SONRA da, avını parçalamış timsah gibi, habire GÖZYAŞI eşliğinde, yazılar yazıp, mazohist duygularla,omuz omuza veriyoruz.
Peki, lütfen söyler misiniz!
1928 ya da 29’da , bir italyan mimarın çizdiği , KASAPLAR ÇARŞISI, yıllardır kokar da kokar.
Hem de ne kokar.
Pisliğini tarif etmek olanaksız.
Hep böyle mi kokacak???
Şimdi…
Yıllardır,çarşıdaki BALIK pazarından, tek bir balık bile almam.
NEDEN!
Hiçbir balık tezgâhında, FİAT yazmaz da ondan.
Barbun kaça kaptan dersin!
Yanıt çok ilginçtir… YAPARIZ bir şeyler abime!
SORACAK sorunuz yoksa, bitirelim bu “” eziyeti”…