BİZİM ASOKA ( yahut AŞOKA ) , CEMİL MERİÇ ve ALEV ALATLI

Ya da aklın(!) olmayan merkezine

İlk bakışta ,aralarında herhangi bir benzerlik , eşdeşlik gibi unsurların kokusunun gelir gibi olmadığı biryazı başlığı olsa da , ilerleyen satırlarda , sanırım , acı bir tebessüm eşliğinde , AYIRDIMINA VARACAĞINIZ sözcük sofrası .

Hoş geldiniz .

Geçin , oturun “ boş bulduğunuz “ yerlere .

1971/72 , İst Kabataş Erkek lisesi , birinci sınıftayım .

Selahattin S. Adında , garip , şenlikli , aynı zamanda dayak atma saplantılı birtarih “ hocamız” var .

İlginç lakaplar takardı . AŞOKA , hindistanda ,MARYO imparatorluğunun kurucusu bir rahip “miş. Nallıhanlı (Ankara )bir arkadaşa , bu imparator adını lakap olarak verdi . Artık , gelsin ASOKA , gitsin AŞOKA .

Garip , bozkırda büyümüş , yetersiz beslenme mağduru , kafası pek çalışmayan ( maalesef ) , düşe kalka , zar zor “ 5 “ alabilen bir kardeşimizdi AŞOKA .Lise son sınıftayken , okul talebe başkanlına adaylığım esnasında , giriş katının ,tuvaletininduvarlarına , “ HÜSEYİN DİNSİZDİR, ONA OY VERMEYİN “ diye yazmış , ekibim de , yazanı(!) arayıp , bulmuş , yanıma getirmişlerdi .

Asoka , sen mi yazdın lan bunları !
Evet , ben yazdım .
Niye yazdın lan !
Hatırlasana , lise birdeyken , etüde PAZAR dergisi getirmişti P.Hakan .
Evet , olabilir , unuttum .
Sen FERİ CANSEL ‘in açık resimlerine bakıp , öff ,kitap gibi karı ,çevir çevir oku dediydin ya .
Evet . Sonra !
Hiç böyle bir karıya , KİTAP (!) DENİR Mİ??
Evet , demişimdir , ne var bunda , TÜRKÇE bir deyim bu.
Denir mi!
Tabi denir ASOKA , bu bir argo deyim .
Anladııım , sen kitap  deyince , KURAN anlıyorun değil mi!
Tabi ya ,ne sandın !
Amma yaptın ha  ASOKA , hiç öyle şey olur mu! Böyle bir kadına , hiç KURANI anımsatacak laf edilir mi ! Sen yanlış anlamışsın .
Hadi git , o yazdıklarını sil .
Evet ASOKA , gidip sildi yazdıklarını ama bu kez de , başka bir şey yazmıştı: HÜSEYİN , dini bütün bir müslümandır , oynuzu ona verin .

Yeni yazılanı , sildirmediğimi anımsıyorum .

Cemil MERİÇ , (( ki şizofren olduğunu , değerli araştırmacı DÜCANE BEY , 3 ciltlik , CEMİL MERİÇ çalışmasında gösterir )) , bir KONYA tren yolculuğunda tanışıp , sohbet ettiği, NUR talebesinin ( saidi nursi takipçisi- son yıllarda fetulllah gülenciler )) , Cemil Meriç’e , sohbetleri esnasında , “ SEN BİZDEN DEĞİLSİN “ deyip , dışlamasının kökeninde ,kitap olarak ,yalnızca KURANI ve beraberinde ,mutlaka RİSALEİ NUR “ birikimini “ okumaları gereğinin altını çizdiklerini , hayretle bildirir .

Yıllar sonra ( merkezlerineinerek ), bilerek ve isteyerek temas kurduğum FETULLAH GÜLEN takipçilerinin ( N&T kitapevi / NİL ve TUNA ) CİDDİ BİR ŞEKİLDE kurandan uzaklaşıp , yalnızca fetullah ODAKLI okumalara sarıldıklarını ,hayret ve endişe ile görmüştüm .

KİTAP = KURAN

Cia talimatı doğrultusunda ….

Bu kez :

KİTAP =FETULLAH KURAN .

Ağzından dinledik, “ Şimdi bir de KURAN müslümanlığı sapıklığı çıkardılar “ videosunu .

(( Ama dünya liderimizin (!?) bunlara herhangi bir saplaması yok . Ne istediler de vermemişti , değil mi !

Varsa yoksa , biz , muhalif kanat …))

Bu işlerden yıllar sonra , ALEV ALATLI , YAKLAŞIK 15 YIL ÖNCE , BİR MAKALE YAZDI.

Bu topraklarda , hâlâ , haram ve helâl kavramının BAŞAT olduğunu , ümid kesilmemesi gerektiğini bildiriyordu MAKALESİNDE .

Peki aynı ALEV ALATLI , bu makalesinden sonra , ortalığı , yalan - talan – dolan – hırsızlık – kapkaççılık – kamu malı yağması almışken , neden HİÇ “”SESİNİ”” çıkarmadı .

Üstüne üstlük , “ devlet kültür ödülünü “ de kabûl etti .! Yani ortada , ciddi bir ETİK dışı durumun varlığından söz edebilir miyiz !

Bence EDEBİLİRİZ.

Konuyu toparlıyoruz … Asoka ve CEMİL MERİÇ , bize , ANADOLU insan vasatının / ortalamasının , ZİHİNSEL yapı olarak , (( o da doğru dürüst değil , baştan sağma )) , 1000 / bin yıldır , kitap deyince , sadece ve sadece KURAN anlaması ile donanmış olduğunu gösteriyor .

Burdan bir sonraki “ toplumsal” gelişme hamlesine gidemiyoruz , çünkü DONMUŞ / STATİK bir toplum ,her şeyden önce toplum değil , KABALA PAZAR , insan kalabalığıdır .Kabûl edip , üzülmememiz gerekir .

ALEV ALATLI ise (( beraberinde teoman duralı , Caner taslaman ı da sayabiliriz ) kanımca , ETİK dediğimiz değerler manzumesinin dışına taşarak , yanılsamalı zihinselliğe KAYIP , “etik suçluluğa “ eşitlenmişlerdir .

Bu durum , DANİMARKALI teolog / düşünür “” SOREN KIERKEGAARD” ın ,1843 yılında , JOHANNES DE SILENTIO takma adıyla yayınladığı , “ korku ve titreme (( frygt og baeven ) ” çalışmasında , geliştirmeye çalıştığı , SAÇMAYA İNANMA , TUTKULANMA, DURUMUNDA , BİR İNSANIN ÖNCE DÜNYEVİ İSTEKLERDEN TANRI UĞRUNA VAZGEÇEBİLİR , ANCAK , TANRI UĞRUNA ( burayı , siyasi despotik iktidar ve nimetlerine erişmek gayreti olarak da OKUMAK olanaklıdır ) herşeyin mümkün olabileceği , en saçma ve insan mantığına aykırı şeyleri de “ gerçekleştirebilme beceri ve iradesinin bulunduğunu görerek , tekrar DÜNYEVİ tutkulara geri dönebileceğini ANLAYABİLMESİ haline çok benzemektedir .

Sümer UR kentli İbrum/ İbrahim ( hz ibrahim!!!!!!), oğlunu tanrıya kurban etmek istemesi , “daha yüce bir talep karşısında “ ( burada gene bu durumu , siyasi despotik iktidar nimeti olarak okuyunuz), etiğe uygun olmayan “şeylerin de “ yapılabileceğini , “ etiğin” askıya alınabileceğini , o zaman da , SAÇMA GÜNAH AYIP YASAK sayılabilen“olguların” istenmesinde , bir sakınca bulunmayacağı İKİLEMİNE gidilebildiğini açıklar .

Son 20 yıllık zaman dilimimizin , hemen hemen KORKU VE TİTREME ile neredeyse başat olduğunun AYIRDIMINDAYIZ.

Benden bu kadar …

EK BİLGİ :

Etik nedir !

  Etik veya ahlak felsefesi, doğru davranışlarda bulunmak, iyi bir insan olmak ve insani değerler hakkında düşünme pratiğidir. Etik sözcüğü Yunanca "kişilik, karakter" anlamına gelen "ethos" sözcüğünden türemiştir.

Her ne kadar birbirlerinin yerine kullanılsalar da ahlak ve etik farklı kavramlar olarak değerlendirilebilir. Etik daha çok felsefenin bir alanı olarak, doğru bir biçimde yaşamaya dair yapılan araştırmaları ve bu alanda geliştirilmiş fikirleri kapsarken; Ahlak toplumsal kabuller, gelenekler, varsayımlar, kurallar ve yasalar üzerine kuruludur. Elbette bu kavramlara dair tartışmalar birbirlerine yönelik iddiaları da kapsamaktadır.

Etik farklı disiplinlerdeki pek çok konuyu ve tartışmayı da kapsar. Antropoloji, ekonomi, politika, sosyoloji, hukuk, kriminoloji, psikoloji, biyoloji, ekoloji gibi daha pek çok alanda var olan etik problemler bu alanların kendi etik prensiplerini oluşturmalarına temel teşkil etmektedir. Etik evrensel değerleri konu edindiği için insanların bütün pratikleri hakkında yargılar üretebilir. İyilik, kötülük, doğruluk, adalet, suçluluk, masumiyet, değer, erdem, vicdan, gibi kavramları temel alan etik farklı alt dallara ayrılmaktadır.